17 Mart 2024 Pazar

Voleybolda Organizasyon Şeması: Oyuncular ve Görevleri

A milli kadın voleybol takımımızın maçlarını izleyenler molalarda ve set aralarında çıkan şu reklamı hatırlayacaklardır. Reklamda, çeşitli pozisyonlarda oynayan 4 oyuncu saha içindeki görevlerini birer cümleyle özetliyor. Bu yazımda reklamda yer alan oyuncuları kısaca tanıtarak takımdaki görev dağılımını anlatmaya çalışacağım.

“Hücum bana emanet.” diyen kişi Ebrar Karakurt. Kendisi milli takımda smaçör, Rusya’nın Lokomotiv Kaliningrad takımında pasör çaprazı pozisyonunda oynuyor. Büyük fanıyımdır, hem oyununu hem de eğlenceli kişiliğini çok beğenirim. Hatta benim Avrupa Şampiyonası finalini izleyip voleybolla tanışmam onun sayesinde oldu. Ayrıca Instagram’da fotoğraf/video paylaşırken bazen içeriğine dair kısa metinler ekliyor, hatta bazı videolarında farkında olmadan betimleme de yapıyor. Bu erişilebilirliği tüm paylaşımlarında sağlasa tam süper olacak.

Voleybol anlatıcısı çizgimden kaymadan smaçör ve pasör çaprazının görevlerine geçeyim. Görev tanımına bakılırsa smaçör çok fonksiyonlu bir oyuncu. Sahada 2 tane smaçör oluyor. Ön alandaki rakibin hücumunu blockluyor, pasörden gelen topla hücum ediyor. Arka alandaki servis de karşılıyor. Pasör çaprazı genelde manşet almıyor, servis karşılamıyor. Hücum ağırlıklı ama ön alanda block da yapıyor. Çok cool. :)

“Oyun kurmak bana emanet.” diyen kişi Cansu Özbay. Kendisi pasör ve şu anda Vakıfbank’ta oynuyor. Pasörün görevi topu hücum yapacak oyuncuyla buluşturmak. Kısaca pasör oyunu koordine eden kişidir diyebiliriz. Pasörle diğer oyuncular arasında koordinasyonun nasıl sağlandığını bir önceki soru-cevap yazımdaki 3. soruda anlatmıştım.

“Savunma bana emanet.” diyen kişi Zehra Güneş. Voleybol betimleme yazılarımı başından beri takip edenler zaten sesinden tanıyacaklardır. İlk yazımda kendisinin futboldaki oyuncu mevkilerini voleyboldakilere uyarladığı videosuna atıfta bulunup ondan blockların hanfendisi diye bahsetmiştim. Cansu Özbay gibi Zehra Güneş de Vakıfbank’ta oynuyor ve bir orta oyuncu olarak blocklarını sürdürüyor.

Orta oyuncunun görevi block yapmak ve kurşun pas denen kısa ve fazla yüksek olmayan paslarda hücum yapmak şeklinde tanımlanabilir.

“Takım, takım bana emanet.” diyen kişi de Eda Erdem, 8 Mart’ta heykeli dikilen. Hem milli takımın hem de Fenerbahçe Opet’in kaptanı, onun da pozisyonu orta oyuncu. Kendisini aşırı severim, rüyamda sıkı bir Homo İbretus okuru olarak görmüşlüğüm var. Hiç görmeyen birine voleybolu anlatma fikrim öyle ortaya çıktı.

Reklamdakilere ek olarak bir de libero var. Onun görevi yalnızca arka alanda savunma yapmak. Hücum ve blok yapamaz, servis kullanamaz. Yalnızca manşetle servis karşılayabilir. Ön alanda da oynayamaz, rotasyonda ön alana geçme sırası geldiğinde ikinci orta oyuncuyla yer değiştirir.

Oyuncu mevki ve görevlerini kısaca açıklamaya çalıştım. Soru, görüş ve önerilerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. Reklam filmindeki oyuncuları tanıtırken dış görünüşlerine dair betimleme eklemedim çünkü bu seneki turnuvalar için milli takım kadroları açıklandığında tüm oyuncuları tek tek betimlediğim ve nasıl görünüyor olabileceklerine dair tahminlerimle kıyasladığım bir yazı gelecek. Takipte kalın.

27 Şubat 2024 Salı

Formalı İbret Hoca Voleybol Sorularını Cevaplıyor

  Görmeyenlere voleybol betimleme yazılarım ilk meyvelerini verdi. Bu yazılarımdan haberdar olan görme engelli bir arkadaşımız, voleybola dair sorularını bana mail yoluyla gönderdi. Bu yazımda kendisinin sorularını cevaplamaya çalışacağım.


Soru 1: Smacın daha sert ve hızlı, plasenin daha hafif ve yavaş gittiğini biliyoruz. Peki bu iki vuruşu birbirinden ayıran temel teknik nedir?

Beyaz Bastonla Fileye Doğru başlıklı yazımda plase ve smacın nasıl atıldığını tarif etmiştim. Smaçta topun hızını artırmak için sıçrayıp sertçe vurmak söz konusuyken plaseyle topun hızı yavaşlatılıp bilek hareketiyle topun istenen yöne gitmesi sağlanır. Yani smaç kaba kuvvetse plase duygusal manipülasyondur diyebilirim.


Soru 2: Her servis değişiminde hücum turlarının, başka bir deyişle oyuncuların saha içinde durdukları yerin değiştiğini biliyoruz. Spikerler maç anlatımı esnasında üçlü hücum turu ve ikili hücum turu olmak üzere iki pozisyondan bahsediyorlar. Üçlü hücum turunda servisi pasörün attığını bildiğimden ön alanda bir orta oyuncu, bir smaçör ve pasör çaprazının durduğunu biliyorum. Fakat ikili hücum turunda file önünde hangi oyuncular kalıyor?

Öncelikle okuyanlarda kafa karışıklığı yaratmamak için bir konuyu netleştireyim: Servisi kullanan takım sayı aldığında o takımın oyuncuları yer değiştirmiyor, sayı alamayıp da servis sırası rakip takıma geçince ve rakip takım sayı aldıkça oyuncular saat yönünde birer pozisyon kayıyor. Diziliş ve dönüşleri şu yazıda anlatmıştım. Soruya gelince, ikili hücum turları pasörün ön alanda olduğu turlara deniyor ve ön alanda pasör, orta oyuncu ve smaçör oluyor.


Soru 3: Karşı taraf servis kullandıktan sonra manşet alınıyor ve top pasöre ulaştırılıyor. Pasör sahayı taradıktan sonra pası atacağı oyuncuya karar veriyor. Peki bu kararını pası atacağı oyuncuya nasıl bildiriyor? Bütün hücumcular pozisyon alıp pasın gelmesini mi bekliyor yoksa pasör kararını oyuncuya sesli bir biçimde mi aktarıyor?

Takımların halihazırda farklı dizilişler için geliştirdikleri üç aşağı beş yukarı belli oyun stilleri oluyor ve oyuncular antrenmanlarda bunlara çalışıyorlar. Onun dışında pasör servis atarken ya da soruda belirtildiği gibi servis karşılamada oyun kurması için top kendisine geldiğinde topu hangi oyuncuya ve kaç numaralı bölgeye atacağını söylüyor (“Hande, 4” gibi) ya da el işaretleriyle anlatıyor. Sözlü komutları rakip takımın da duyup ona göre savunma geliştirmeleri de mümkün, o nedenle eli rakibin görmeyeceği şekilde konumlandırıp topu atacağı bölgenin numarasını parmaklarla göstermek daha etkili bir yöntem. Örneğin 2 parmağı açıksa 2 numaralı bölgeye atacak demektir. 5 parmak var 6’ya atacaksa ne olacak derseniz, Google'dan nakledilen bir rivayete göre 6 için sadece baş parmak açık diğerleri kapalı oluyor.


Soru 4: Maç sonu istatistiklerinde smaçör ve liberoların manşet yüzdeleri belirtiliyor. Bu esnada iki tip manşetten söz ediliyor: Pozitif manşet ve mükemmel manşet. Pozitif manşet ve mükemmel manşet arasındaki temel fark nedir?

Mükemmel manşet adı üstünde mükemmel. Top pasöre en yakın mesafeye, en uygun yükseklikten ulaştığında buna mükemmel manşet deniyor çünkü pasörün oyunu en iyi şekilde kurmasına olanak tanıyor. Pozitif manşette de top pasöre ulaşır ama topun yüksekliği yetersizdir ya da topun gidiş yönü pasörün uzağında kalır ve pasörün topu almak için topun gidiş yönüne doğru hareket etmesi gerekir. İstatistiklerde mükemmel manşet için MM, pozitif manşet için PM kısaltmaları kullanılıyor. İstatistiklerin nasıl yorumlandığına dair ayrı bir yazı gelecek.


Soru 5: Servis karşılayıcılar zaman zaman hatalı manşet alıp topu karşı tarafa geçirebiliyor. Bu tür durumlarda karşı tarafın oyuncusunun topu tiplediği söyleniyor. Bunun için smaç ve plaseden farklı bir teknik mi kullanılıyor?

Esasen basketbolda kullanılan tiplemek teriminin voleyboldaki kullanımını araştırdığımda yalnızca TVF’nin sitesinde yer alan 2017 Hakemlik Rehberi’nde plasenin eş anlamlısı olarak parantez içinde kullanıldığına rastladım. Kural 9.4’te tiplemek, tek el veya parmaklarla, top bütünüyle file üst kenar seviyesi üzerindeyken yavaşça hücum vuruşu yapmak şeklinde tanımlanmış. Böyle de çok araştırmacı gazeteci gördüm kendimi canım :)


Soru 6: Jump servis ile smaç servis arasındaki temel teknik fark nedir?

Soruyu cevaplamadan önce paragraf uzunluğundaki soruların ardından kısa ve net bir soru görmenin verdiği rahatlamayı doyasıya yaşamak istiyorum izninizle. ÖSYM Türkçe testini bitirip matematiğe geçmiş gibiyim şu an.

Evet ne diyorduk, jump servis smaç servis farkı. İkisi de aynı şekilde atılır ama jump servisle ace alındıktan sonra Erik dalı oynanır, smaç servisle ace alındığında ise yalnızca tezahürat yapılır. Bunu ben uydurdum aslında bir fark yok ikisi aynı şey zaten. Smaç servisin İngilizce karşılığı jump serve. 


Şimdilik bana gelen sorular bunlardı. Sizler de sorularınızı, voleybola dair betimlenmesini istediğiniz konuları, görüş ve önerilerinizi benimle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

24 Ocak 2024 Çarşamba

Yalan Haberin Doğru Adresi Tabldot Gazetesi

 “Yalan haberin doğru adresi” sloganıyla yayın hayatına başlayan Tabldot’un ilk ve muhtemelen tek sayısından hayret, ibret ve gıybet verici gündemin satır başları:


3 aydır devam eden saç dökülmesi şikayetiyle geçtiğimiz pazar saat 22:30 sularında acil servise başvuran bir hasta, 5 günlük rapor talebini reddeden doktora saldırdı. Olay yerinden uzaklaştırılırken “Yallah Zimbabwe’ye!” diye bağıran saldırgan, güvenlik görevlilerine zor anlar yaşattı. Kaşı açılan ve burnu kanayan doktora pansuman yapan hemşire kendilerine derhal serum takılmasını isteyen diğer hastalarca darp edildi.


Ankara’da bir sınıf öğretmeni, doğalgaz yakmaktan daha ekonomik olur diye düşünerek evinin duvarlarını kürkle kaplattı. Öğretmenin sömestr tatili için verdiği ödevle ilgili soru sormak üzere öğretmeni görüntülü arayan bir veli, bu dekorasyon değişikliğini hemen fark edip çaktırmadan ekran görüntüsü alarak “Sorsan geçinemiyorum der ama baksanıza evine bile kürk giydirmiş.” notuyla Whatsapp veli grubuna gönderdi. Hakkında dönen dedikodulardan haberdar olan öğretmen kendini “Herkes Fatih’in Kanuni’nin torunu olacak değil ya canım ben de Sultan İbrahim’in torunuyum.” diye savunsa da velilerin dilinden kurtulamadı.


İşkembe-i Kübra adlı Youtube kanalındaki videoları izleyip gaza gelen bir lise öğrencisi, hoşlandığı kızdan karşılık alamamanın verdiği hınçla anonim Twitter hesabından başarılarıyla tarihe geçmiş Türk kadınlarına hakaret etti. Sosyal medyanın gücüyle yarım saatte kimliği deşifre edilen genç, tüm bunları ezik bir beta erkek olmadığını göstermek için yaptığını söyleyip özür diledi. Alınan son bilgiler gencin ailesinin zoruyla AMATEM’de etkileşim bağımlılığı tedavisi görmeye başladığı yönünde.


İstanbul’da gerçekleşen bir sokak röportajında “Hindistan’dan Türkiye’ye göç olsa tepkiniz ne olur?” sorusu yöneltilen yabancı uyruklu bir kişi “Gelmesinler onlar ineğe tapıyor, lahmacunumuzu yedirtmeyiz.” cevabını verdi. Konuşulanları duyup lafa karışan bir vatandaşın “Yiyin birbirinizi ete para vermeyin, kovun birbirinizi bota para vermeyin.” demesi üzerine şiddetli bir kavga koptu. Yaşanan arbedede mikrofonu ağzına tıkılan muhabir, kamerayı kırılmaktan son anda kurtardı.


Tuttuğu baston bile olay olan görme engelli judocu Hami İbretoğlu, siyah kuşak versus beyaz yaka diyerek sabah 9’dan akşam 6’ya kadar aralıksız antrenman yaptı. Antrenmandan sonra takım arkadaşlarının 4 porsiyon kebap, 6 çeşit meze, 8 lavaş ve 2 şişe ayrandan oluşan yemek sürprizini “Kimin menüsü buuuuuu” ezgisiyle paylaşan Hami’nin videosu yargılayıcı bakışlarla izlendi. Yüzlerce olumsuz yorumla karşılaşan Hami, “Ben linç yemiyorum, ben yiyorum linç oluyor.” paylaşımında bulundu.


12 Ocak 2024 Cuma

Sosyal Medyayı İkiye Bölen Tartışma: "Körler Pijama Giyer Mi?

Geçtiğimiz günlerde Tiktok fenomeni Duyarsu'nun paylaştığı Karanlıkta Giyinme Challenge videosu sosyal medyanın gündemine bomba gibi düştü. Duyarsu'nun videoda giydiği pijamanın tüm düğmelerini yanlış iliklemesi, sosyal medyayı karpuz gibi ortadan ikiye ayıran yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi: Görme yetisi olmayan insanlar pijama, gömlek gibi kıyafetlerin düğmelerini düzgün iliklemekte zorlanıyorlar mıydı acaba?


Bazı sosyal medya kullanıcıları bu tür paylaşımlara denk gelen görme engellilerin rahatsız olabileceğini iddia ederken, bazıları ise "Görmeden nasıl sosyal medyaya girecekler de bu paylaşımlardan haberdar olacaklar?" diyerek bu görüşe karşı çıktı. Görme engelli bir kullanıcının "İş mülakatında bana "Kravatınızı kendiniz mi bağladınız?" diye sormuşlardı." şeklindeki tweeti tartışmanın seyrini değiştirdi. Bu tweetin aldığı etkileşimi... öhöm yani daha geniş kitlelerde farkındalık yaratma fırsatını gören Duyarsu'nun "Ben aslında görmeyenlerin hayatlarının ne kadar zor olduğuna dikkat çekip onların karanlık dünyasına ışık tutmak istemiştim." minvalindeki özrü kabahatinden uzun videosu bardağı taşıran son damla oldu. 


Görme engelli judocu Hami İbretoğlu, antrenman öncesi judogisinin kemerini bağlarken çektiği videosunda sarf ettiği "Loş yapma Duyarsu!" sözüyle tartışmaya son noktayı koydu. Ertesi hafta yapılacak olan görme engelli judo milli takımı seçmelerine hazırlanan sporcunun videosunda bir başka detay daha dikkat çekti: Hami'nin katlanmış halde duran bastonu! Hami'nin her bir parçasını farklı renkte el işi kağıdıyla kaplayarak süslediği bastonu katlandığında gökkuşağını andırıyordu ve bu benzerlik, linci taştan çıkaran Z kuşağına ilaç gibi gelmişti. Eleştiri oklarının yeni hedefi Hami İbretoğlu'ydu. Milli takım seçmelerinin yapıldığı salonu basan bir grup, "Karanlığa doğdu, LPG'li oldu, milli utancımız Hami İbretoğlu" tezahüratıyla Hami'yi protesto etti. Seçmelerin sonunda milli takıma gireceği kesinleşen Hami İbretoğlu soyunma odasına penguen dansıyla giderek bu tepkilere gereken cevabı verdi. "Tamam artık kaldır şu bastonu istersen." diyen federasyon temsilcisine Hami'nin tepkisi bastonu iki eliyle yan tutarak halter gibi kaldırmak oldu.


Twitter'da gıybet kazanı fokur fokur kaynarken Duyarsu "En büyük engel sevgisizliktir         #Loveislove" paylaşımıyla o kazanı kendi kafasına geçirmiş oldu. Astarı yüzünden pahalıya gelen bu destek mesajının ardından Duyarsu bir süre sosyal medya detoksu yapıp Taksim'de "engelli gastesi" satacağını duyurdu. Bunu yaparken dil bariyerini ortadan kaldırmak için Arapça öğrenmesi gerektiğini de söyleyen Duyarsu, dil bariyerinden önce linç bariyerine takıldı.



21 Aralık 2023 Perşembe

Beyaz Bastonla Fileye Doğru

Bir önceki yazımda voleybol sahasını ve oyuncuların sahaya dizilişini görmeyenlerin anlayabileceği şekilde tarif etmeye çalışmıştım. Bu yazımda da 17 Aralık Pazar günü Vakıfbank ile Eczacıbaşı arasında oynanan Dünya Kulüpler Şampiyonası final maçının anlatımını dinlerken karşılaştığım voleybol terimlerini betimlemeyi deneyeceğim.


Maç anlatımlarında sıkça geçen ace, block ve blockout terimlerini önceki yazımda açıklamıştım oradan bakabilirsiniz. Diğer terimleri bu son derece heyecanlı maçın tekrarını dinlemek isteyenlerin duyacağı sıraya göre listeliyorum.


Servis kullanmak: Kendi yarı alanının sağ arka bölgesine yerleşen oyuncunun topu havaya attıktan sonra tek eliyle veya koluyla vuruşunu yaparak topu saha içinde dolaşıma sokması.


Tekli/ikili/üçlü block: Bu terim rakip takımın hücumunu önleyip topu gerisin geri postalamak için aynı anda sıçrayan ön alan oyuncularının sayısını ifade eder.


Avantaj topu: Rakip yarı alana gönderilen topun rakibe pas vermiş gibi at panpa modunda gitmesi.


Plase: Rakip takımın savunmasında bir boşluk görüldüğünde topun hızını yavaşlatarak yumuşak bir vuruşla topu o tarafa göndermek. Plase yaparken avuç içi yukarı bakacak şekilde parmaklar geriye doğru açıktır, topa vururken bileğin hafifçe kırılmasıyla topun istenen yöne gitmesi sağlanır.


Tek ayak hücumu: Bunu araştırırken bass müzikle editlenmiş Eda Erdem videoları dışında bir bilgi bulamadım ama adından da anlaşılacağı gibi tek ayak üstünde sıçrayıp topa vurmaktır diye tahmin ediyorum.


Smaç: Topu filenin diğer tarafına göndermek için olabildiğince yükseğe sıçrayıp topa sertçe vurmak. Smaç hızı saatte 108 km dendiğinde hemen matematikteki hız problemlerini hatırlıyoruz ve 108 kilometre=10800 metreyi 3600’e bölüp topun saniyede 30 metre gittiğini hesaplıyoruz. Vargas Airlines, volleybally yours.


6 numara hücumu: Sahanın farklı bölgelerinin 1’den 6’ya kadar numaralandırıldığını anlatmıştım önceki yazımda. 6 numara hücumu derken 6 numarada duran oyuncunun yaptığı hücumdan bahsediliyor.


Kısa pas: 3 numaradaki oyuncuya atılan pas. 4 ve 2 numaradaki oyunculara atılırsa uzun pas oluyor.


Keskin çapraza vurulan smaç:İnternetteki tanımını okuduktan sonra Filenin İbretleri ismi için patent başvurusunda bulundum. Diyor ki: Çapraza atılan smaç 4 ve 2 numaradaki oyuncuların rakip yarı alanın 5 ve 1 numaralı bölgelerine attığı smaçtır. Keskin çapraza atılan smaçta oyuncu topun orta noktasının biraz üstünde dikey ekseninin her iki yanında temas edebilir, böylece top aşağı doğru keskin bir açıyla düşer. (Topun sağ veya sol üst kısmına vuruyor o zaman.) Bir de derin çapraza atılan smaç varmış. Topa orta noktasının biraz altından, rakip yarı alanın köşesine blok üstünden veya yanından parabol çizerek gidecek şekilde temas edilir diye tanımlanıyor. Yahu ben lisede geometri dersinden muaf olup tüm sene rehberlikçiyle kantinde çay içerek 100’le geçmiş adamım parabol denince aklıma bir tek şu Tiktok’ta paylaşılan “Mankenlerle yarışırız para bol para bol.” şarkısı geliyor.


Manşet almak: Kol içlerini birleştirerek topa o şekilde vurmak. Kolları birleştirip el ve dirsek arasını topun ineceği yere denk getirdikleri için manşet atmak yerine almak deniyor olsa gerek. Almak ya da almamak, işte bütün mesele bu.


Üçlü hücum turu: Rotasyonda ön bölgeye pasör çaprazı, orta oyuncu ve smaçörün yerleşmesi.


Bir voleybol maç anlatımının daha sonuna geldik. Satırlarıma son verirken maçın galibi ve 2023 Dünya Kulüpler Şampiyonu Eczacıbaşı’nı ve turnuvayı ikincilikle tamamlayan Vakıfbank’ı tebrik ediyorum. Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle, her nerede okuyor ve okunuyorsanız…


11 Aralık 2023 Pazartesi

Görme Engelli Gencin Voleybolla İmtihanı

Hiç görmeyen birine renkleri anlatmanın zorluğundan dem vuranlar voleybolu anlatmayı henüz denememiş olmalı. Filenin Sultanları'nın bu seneki başarılarından sonra voleybola merak saranlar kervanına katılan ben Homo İbretus, maçları takip edip Twitter'daki fan yorumlarındaki göndermeleri anlayabilecek kadar voleybol bilgisi edinmek üzere internetin dehlizlerine dalıp bulabildiğim her türlü yazılı ve sesli içeriği hatmettim. Öğrenmeye sıfırdan başladım ve şu an voleybolun vo’suna kadar geldim diyebilirim. Öğrendiklerimi size de anlatmayı deneyeyim:


Sevgili ibrettaşlarım, okulda beden eğitimi dersini takla atmadan geçmemiz için bize özel hazırlanan sözlü sınavlardan da hatırlayacağınız üzere bir voleybol maçı toplam 4 set ve bir karar setinden oluşur. Setler bir takımın 25 sayı almasıyla, karar seti ise 15 sayı almasıyla biter ancak takımlardan biri diğerinden 2 sayı fazla almış olmalıdır 25-23 gibi. Bu koşul sağlanmamışsa set uzar. Takımlardan biri 3 set kazanınca (kalan setler oynanmadan maç biter. Zaten skor 3-0 ya da 3-1, oynamaya devam etsen en iyi ihtimalle 3-2 kaybedeceksin ne kasacaksın?


Beden dersinden 4 almakla yetinmeyip dört dörtlük bir voleybolsever olmak için bu sporun görerek takip edilebilen yönlerini olabildiğince körcülleştirmeye voleybol sahasını kendim anlayabildiğim kadarıyla tarif ederek başlayayım. 18 metre uzunluğunda, 9 metre genişliğindeki saha bir fileyle tam ortasından ikiye bölünüyor. Her bir takıma 9x9 metrelik bir alan kalıyor. Bu alanın filenin 3 metre gerisine kadar olan kısmı hücum için, kalan 6 metrelik kısmı savunma içinmiş. File yanlardaki iki direğe gerili olup yerden yüksekliği kadın voleybolunda 2.24 metre, erkek voleybolunda 2.43 metre. Ben 1.65 boyumla kafamı bile eğmeden alttan geçebilirim yani. Filenin iki yanında antenler varmış ama maç yayını için değil, yan çizgilerin başladığı yer anlaşılsın diyeymiş. Mantıklı, biz daha yürüyen merdivenden inerken aşağı bakamıyoruz; oyuncular 3 metre zıplarken yerdeki çizgiye nasıl baksın?


Sahanın farklı bölümleri var: Servis bölgesi, oyuncu değiştirme bölgesi, sayı alınca bağırma bölgesi (şaka şaka bu yok istediğiniz yerde bağırabiliyorsunuz). Ama onlara geçmeden önce oyuncuların dizilişinden bahsetmek lazım. Sahayı çok iyi anlatamadım ama Be My Ace diye bir sosyal sorumluluk projesi yapılana kadar idare edin. Be My Eyes uygulaması bile voleybol sahasını tenis kortu zannediyor. Yeri gelmişken ace, doğrudan rakip yarı alana gönderilen servisin rakip takım müdahale edemeden yere değmesi.  


Her bir takım 6 oyuncuyla sahaya çıkar. Önlü arkalı üçer oyuncu şeklinde dizilirler. Sahada yerleştikleri pozisyonların 1’den 6’ya kadar numaraları var. Aynı bizim Braille harfleri gibi. Bizim kabartma yazı sistemindeki alt alta üçer noktalı iki sütundan oluşan altı noktayı yan çevirmişler gibi düşünün. Oyuncuların file önünden başlayarak dizilişleri şöyle:

4-3-2

5-6-1


Saymaya 1’den başlarsanız saat yönünün tersine sıralandıklarını göreceksiniz. Rakip takım servis kullandıkça oyuncular saat yönünde birer numara kayıyorlar işler burada biraz karışıyor.


Kadro 1 pasör, 1 pasör çaprazı, 2 smaçör, 1 orta oyuncu ve liberodan oluşuyor. Liberonun arada ön bölgeden çıkıp arka bölgeden tekrar oyuna girmesi olayı var ona geleceğiz.


Şimdi en eğlenceli kısma geldik. Oyuncuları öyle bir dizeceğiz ki herkes birbirinin çaprazında duracak. 1 numaraya pasörü koyuyoruz haliyle pasör çaprazı 4’e geliyor. Smaçörler de çapraz durmalı onların da yeri 2 ve 5. Orta oyuncu 3’te, libero da 6’da. Son ikisi çapraz olmadı sanki ama ne yapalım mukadderat.


Servisi pasör atıyor o zaman servis bölgesi sahanın sağ arkası olmalı mantıken. Dinlediğim bir videoda servis atıldıktan sonra 2 ve 4 kaçma yapıyor diyordu. Hayır yanlışlıkla sporcu çorabı inceleme videosu falan açmadım eminim. Yer değiştiriyormuş 2 ve 4.

Rakip takım servis attıkça birer numara kayılıyor saat yönüne doğru. Örneğin bizim diziliş değişip şöyle oluyor:


5-4-3

6-1-2


Libero yani 6 numarada başlayan arkadaş (ki kendisi diğer oyunculardan farklı renk forma giyiyor) ön tarafta oynayamadığı için rotasyon olup da öne geçmesi gerektiğinde oyundan çıkıyor ve ralli yani sayı alınana kadar topun elden ele dolaşma süreci bittikten sonra arka hattakilerden birinin yerine girebiliyor. Libero dur Allah’ını seversen zaten ortalık karışık.


Tam dizilişi çözdüm artık plase, dublaj, manşet gibi hareketlerin betimlemesine geçebilirim derken Zehra Güneş’in futboldaki mevkileri voleybola uyarladığı videosunu izledikten sonra o kadar kesin konuşmamaya karar verdim. Ben ki ofsaytı tek anlatışta zihninde canlandırabilmiş insanım, blockların hanfendisi sağ olsun zihnimi de blockladı. Bu arada blocklamak, rakip takımın hücumunu top fileyi aşamadan engellemek oluyor. Eğer top block yapan oyuncuya çarpıp dışarı çıkarsa buna blockout deniyor.

Videodaki kıyaslamayı tek tek inceleyelim: Orta oyuncu futboldaki kaleci olur doğru. Sonuçta orta oyuncunun görevi de rakip takımın hücumunu blocklamak. Pasör orta saha o da tamam. Futbolda da oyun orta sahadan başlıyor, voleybolda da ilk servisi pasör atıyor. Forvet pasör çaprazı, bunu da çözdük. Santrafor bizde köşe oyuncusu, tamam da hangi köşe 2 ve 5  kaldı 1 ve 4’ü eşleştirdik. İkisi de smaçör gerçi fark etmez. Liberoyu saymamış o da defans o zaman.

Yazıyı daha da uzatırsam bu iş voleybolun kitabını yazmaya kadar gider. Umarım bu yazıyı okuyan görme engellilere faydalı olabilmişimdir. Soru ve görüşlerinizi benimle paylaşırsanız ilgi duyduğum ve öğrendikçe sevdiğim bu sporun görme engelli sporseverlere betimlenmesine dair yeni içerikler hazırlayabilirim.

  


 





3 Aralık 2023 Pazar

3 Aralık Paylaşımlarından Farkındalık Tahmini

Şirketler, kurumlar, ünlüler geçen yılki 3 Aralık mesajlarını kopyalayıp günün anlam ve önemine uygun video ve fotoğraflarla paylaşmaya başladığına göre, noktalama işaretleri ve imla hataları dahi değiştirilmeyen bu cümlelerin engellilerin hayatında neyi değiştireceğine dair 18. yazımı kaleme almamın zamanı geldi.

Öncelikle halkımızın demokrasiye olan derin tutkusuna hayran kalmamak elde değil. Herkes engelli adaylığını açıklıyor. Ama çoğunda ibretlik vasfı yok. Hele paylaştıkları görsellere betimleme eklemeden kör seçmenden oy alamazlar. Kazanacak aday görmek için aşağıdaki yazıma bakabilirsiniz:
Belediyelerin mesaj seçimindeki vazgeçilmezi ise “Sevgi varsa engel yoktur.” Bu bakış açısı engelli vatandaşların belediyeye yaptığı şikayetlere cevap verirken de kendini gösteriyor. Sesli anonsu/rampası çalışmayan otobüs, görme engellilerin kullandığı sarı çizgi üstünde olanca heybetiyle duran ağaç gibi engellerin kaldırılmasına dair mailler ve dm’ler “Talebinizi aldık, sevgiler.” diye cevaplanıyor, sonrası sessizlik. Sevgiler sözcüğünü yazarak engelleri yok ettiklerine gerçekten inanıyor olmalılar.

“Asıl engel beyinlerdedir.” Bu mesajı bir zihinsel engelliler bakımevi paylaşınca pek hoş olmuyor açıkçası.

Bu konuda sporcuları beğeniyorum, “Engeller farklılık değil farkındalıktır.” sloganıyla edebiyatın sınırlarını zorlasalar da en azından aynı branştaki engelli sporcuları paylaşıyorlar. Engelli insanların bu branşlardan haberdar olup spora yönelmelerini sağlayabilir bu paylaşımlar. Ayrıca engelli meslektaşlarının görünürlüğünü sağlayan kaç meslek grubu var ki?

37584 paylaşımdır engellerin sevgiyle aşıldığı söyleniyor. Sevgi neydi? Sevgi emekti. Şirketlerin kurumların faaliyetlerinde, sağladığı ürün ve hizmetlerde engellilerin de ihtiyaçlarını taleplerini gözetmesi, bu konuda fikir üretecek engellileri istihdam etmesi demekti. Yoksa neye yarar gece saat 12’yi vurunca ghosting’e dönüşen love bombing?