26 Eylül 2023 Salı

Gel Benim Ol, Gözlerim ol

         Duyarsu ile bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden tanışmıştık. "Engelli birine aşık olur musunuz?" anketini "Aşık olursam neden olmasın?" diye yanıtlamıştı. Adı güzel kendi güzel Duyarsu'nun profilini stalkladığımda gördüm ki engellerin sevgiyle aşılabileceğine olan inancı tamdı, yeter ki kalpler engelli olmasındı. kalbim küt küt attığına göre ona mesaj atmama hiçbir engel yoktu.


Son paylaşımlarını Be My Eyes uygulamasından betimletip dm'den yürümeye başladım. Duyarsu'ya yürümek, ortasındaki sarı çizginin üstünde hiçbir ağaç, direk, araba, motosiklet, tabela, masa yahut sandalye olmayan geniş bir kaldırımda yürümek gibiydi. Emoji yağıyor, sohbet akıyor, Duyarsu daha önce yazıştığım kızların engeli basmasına neden olan engelime çok farklı bir açıdan bakıyordu. Tatlı flörtöz diyalogları yaz dizilerinin ilk bölümlerindeki kavgalara çeviren "Madem görmüyorsun nasıl yazıyorsun yalancı!!!!!!!!!!" mesajını almadan dakikalarca yazışmıştım Duyarsu'yla.


Yanlış anlamazsam bir şey sorabilir miymiş iki gözümün çiçeği. Odalarda Işıksızım şarkısını dinlerken hüzünleniyor muymuşum. Çalıştığı şirket onları 3 Aralık'ta Zifiri Sohbetler'e götürmüş de simülasyon boyunca hep bu şarkı çalmış beyninde. Ah Duyarsu, ne çok duyar sığdırmışsın o kısacık etkinliğe!


İnsanlar ilişkinin başında karşılarındaki kişiyi olduğundan çok farklı görürler. Ama elimdeki beyaz bastonu da gözleri aşka gülen taze söğüt dalı olarak görmezsin be Duyarsu! Ben de ilişkilerimde romantik bir insanımdır ama Duyarsu'nun engelimi romantize etmesi beni aşktan soğutuyordu adeta.


Nihayet date'e çıkacaktık. İlk buluşmalar beni hep korkuturdu. İlk buluşma tecrübelerim mizahını yapmama gerek duymayacağım kadar trajikomikti. Menüyü okuyamadığım, yemeğin sosunu üzerime damlattığım, bastonumu katlayıp etrafın acıyan bakışlarına son vermediğim için mahvolan buluşmalarımı düşündüm. "Sen görmüyorsun ya başka bir kızı ben sanıp sarılırsan ben kıskançlıktan deliye dönerim, en iyisi görüşmeyelim." bahanesiyle buluşmanın iptal edildiği de olmuştu. Bu sefer şeytanın bacağını kırabilecek miydim? Şeytanın bacağını kırmak, gözü olanın gözünü çıkarmak... Sanırım engelli olmak değil sağlıklı olmak aşka engel.


O anda Duyarsu karşımda belirdi, bir insan ancak bu kadar karşıda belirebilirdi. Karşılıklı konuşurken de yazışırken olduğu kadar iyi vakit geçiriyorduk. Ne var ki bir ara gözlerinden birini bana vermek istediğini söyledi. Genelde iki gözlerini birden vermek isterler ama Duyarsu mantıklı bir insandı. İki gözünü verirse gözsüz kalacağının farkındaydı. Zaten hep böyle olurdu. Ya gözlerini verirler, ya gözlerimiz olurlar, ya da karanlık dünyamızı aydınlatmak isterler.


Duyarsu'yla birlikteyken kendimi kör bir insandan ziyade insan suretine bürünmüş körlük gibi hissediyordum. Bu şekilde kabul görmenin reddedilmekten ne farkı vardı ki? Duyarsu da benim karakterimi, duygularımı, alışkanlıklarımı, beğenilerimi, beklentilerimi engelim kadar önemli bulmuyordu ki! Hislerimi açık yüreklilikle paylaşmaya çalıştım, çalışmaz olaydım! Bana gözlerimdeki körlüğün kalbimin kararmış olmasından kaynaklandığını, kör değil nankör olduğumu, zaten güzelliğini asla göremeyecek biri için harcamasının aptallık olduğunu söyleyip gitti. Zaten biz aşka bir günde küsmedik, gönüller kapatılsın!