23 Aralık 2013 Pazartesi

İbrethaneler: Günah Çıkarma Kabinleri


İBRETHANELER: GÜNAH ÇIKARMA KABİNLERİ


 
Yolda gördüğünüz bir ibretliğe yardım etmek için sokaktakilerle kapışıyor musunuz? Otobüste yer vermek için diğer yolcularla adeta kavga mı ediyorsunuz? Yardım edip sevabın dibine vuracağınız ibretlikler mi arıyorsunuz? Homo İbretus’ları doğal ortamlarında gözlemlemek mi istiyorsunuz? İşte size devrim niteliğinde proje: “İbrethane” yani diğer adı “Günah Çıkarma Kabini”.

 
Bu projeye göre, çeşitli merkezlere kurulacak olan ibrethanelerde acımalık ve sevmelik Homo İbretus’lar bulundurulacak, bu ibretliklerin masumiyetinden feyiz alan ve onlara iyilik yapıp yardım eden vatandaşlar, vicdanlarını rahatlatarak manevi huzura kavuşacak.

 
İşte bu devrim niteliğindeki projeye ilişkin detaylar:

 
İçinde en az bir Homo İbretus’un bulunduğu 15 metrekare genişliğindeki kabinler; ibadethaneler, kamuya açık alanlar, cezaevleri, Amatem şubeleri, huzurevleri, hastaneler, alışveriş merkezleri başta olmak üzere çeşitli merkezlere kurulacak. Özellikle cezaevleri ve Amatem’lerdeki kabin sayısı yoğunluğa göre artırılacak. Mahkumlar ve bağımlılık tedavisi görenler için bu kabin uygulamasına katılmak zorunlu hale getirilecek.

 
Kabindeki ibretlik, günah çıkaranın görmek isteyeceği şekilde, ezilerek ve büzülerek oturacak, masum masum bakacak ve acıma duygusu uyandıracak. Bunun sonucunda günah çıkaran kişi İbretus’un başını okşayacak, onu teselli edecek, onunla konuşacak, ona yardım edecek ve bu sayede aslında bu ucube sakatların küçük çocuksu dünyalarında ne kadar meleksi olduklarını düşünüp kendi hatalarının bağışlanmasını dileyerek, bir işe yaramış olmanın huzuruyla kabinden çıkacak.

 
Bir kişinin kabinde kalma süresi maksimum 20 dakika olacak. Kabin ücretsiz ve 7/24 açık olacak. İbretus’lar kabinde 8 saatlik vardiyalar halinde dönüşümlü olarak bekleyecek. Her İbretus haftada 1 gün izinli olacak. Bu meczup yaratıklara maaşları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca oluşturulan bir fondan temin edilecek.

 
Kabine girişler, girişteki numaratörlerden alınan numaralar sayesinde yapılacak. Kabinde, bu acınası mahlukların saçını okşamak, elini tutmak, alnından öpmek, ağlamak, ona sarılmak ve gerçeği yansıtmayan iltifatlarda bulunmak, yalandan ilan-ı aşk etmek serbest olacak. İsteğe bağlı olarak o özürlüye hediye veya yiyecek götürülebilecek. İbretliğin yüzünde oluşacak en ufak bir tebessüm günah çıkarma işleminin başarıya ulaşması anlamına gelecek. Aksi halde tekrar numara alınarak işlemin tekrarlanması gerekecek.

 

İBRET ALACAKLARA UYARILAR


 
-Eğer yiyecek getirecekseniz, kabuklu yiyecek, kuruyemiş, yutulması ve çiğnenmesi zor yiyecekler (lokum mesela) getirmeyiniz. Su veya başka bir içecek içirecekseniz, pipet kullanınız ki boğulmasın.

 
-Bu ibretlikler tek başına yıkanamayan canlılar olduğundan ve temizlikleri günaşırı yapıldığından okşamadan önce eldiven takmanız tavsiye edilir.

 

-Bu ibretlikler mide bulandırıcı görünümde yaratıklar olduğundan, mümkün olan en kısa sürede işleminizi tamamlamanız sağlığınız açısından önemlidir.

 
-Bu İbretus’lar çok çabuk bağlanıp karşısındakine fazla değer verdiğinden aynı kabine tekrar uğramamanız aynı ibretlik mahluka tekrar rastlamamanız ve yakanıza yapışmasını önlemeniz açısından yararınıza olacaktır.

 
Kısacası, aslında her gün çevremizde olan olaylar sistemli ve amaçlı hale getirilecek.

 
Proje bitiş tarihi: Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.
Projenin uygulanacağı yer: Bir yer düşünüyorum yemyeşil, bilmem neresinde yurdun.

İlke Çeperli 

 

6 Aralık 2013 Cuma

İBRETLİK ŞİİR (DİKKAT İRONİ VAR)

İBRETLİK ŞİİR (DİKKAT İRONİ VAR) 

“Şiir Yazmak” konulu yazımda örnek olarak verdiğim ironik şiirin tamamı. Bu şiirin teması “Rulolar elimizde, peçete gözümüzde. Biz okuruz şiiri hey şiiri!”

Kirli sepetinde beyaz çoraptım.
Ama cennette en iyi yeri kaptım.
Engelime rağmen azmedip çiş yaptım.
Nerde ulan bu tuvalet kağıdı?

Beyaz bastonum benzer pırasaya.
İhtiyacım var ayrımcı yasaya.
Aaa, portakal suyu döktüm masaya,
Nerde ulan bu tuvalet kağıdı?

Biz bir grubuz adeta bir çete
Biz bize olmaktır bize reçete.
Ajitasyon bol, yetmez peçete,
Nerde ulan bu tuvalet kağıdı?

Mihri İlke dedi sözün, taşladı.
Şiiri duyan ağlamaya başladı.
Bir kör çayın’ döktü, kendin’ haşladı.
Nerde ulan bu tuvalet kağıdı?

Mihri İlke Çeperli

İbret Günü'nde Bu Yıl Neler Oldu?

Dünya İbret Günü’nde Bu Yıl Neler Oldu?


3 Aralık Dünya İbret Günü (ajite edilmiş haliyle Engelliler Günü) bu yıl da klişeler eşliğinde kutlandı.  Aslında takip etmeseniz de tahmin etmemeniz mümkün değil zaten. İşte ben o gün neler olduğunu size özetleyeceğim.

1- SEMPATİK EMPATİ


İbret Günü’nde en çok yaşanan empati çalışmalarını bu başlık altına topladım. Empati kurmak adı altında yapılanlar şu şekilde:

-X belediye başkanı veya Y valisi ayağına beyaz çorap giyerek (alçı yapmış kendince akıllım .s) o çok sevdiği, hatta bütünleştiği, döner koltuğuna oturup sokakları gezdi. (Homo Tekerus’ları anlamış yani)

-A partisinin milletvekili gözlerini siyah bir bandajla kapatıp eline beyaz bir baston alıp (Homo Zifirus, tıpkısının aynısı :P) oraya buraya tosladı. (kıyamadım ki şimdi ben)

-B şehrinin C ilçesinde bir konferans salonuna binlerce kişi (muhtemelen D İlkokulu veya E Lisesi öğrencileri) zorla tıkıldı ve engellilikten bihaber olan insanlar engellilikle ilgili ahkâm kesmelerini bu zavallılara “farkındalık uyandırma” adı altında dinletti.

2- ÖNCE PANELDE ENGELLERİ KALDIRALIM, SONRA KOKTEYLDE YEMEKLERE SALDIRALIM! 

Bu son derece anlamlı merasim “Kimsesiz Sokak İguanalarını Koruma Derneği” tarafından düzenlendi. Şıklıklarıyla göz kamaştıran hanımefendiler daha olayın farkında bile olmadıklarından konferans boyunca dedikodu yaptılar. Bu sırada mail’lerini kontrol eden Muhittin Bey ve whatsapp’tan mesajlaşan oğlu Zübeyircan da gözlerden kaçmadı.

3- ÇIKARIN PEÇETELERİ AJİTE YAPICAM


İbret Günü’nün vazgeçilmezlerinden biri de insanlarda duygu patlamasına yol açan ve insanların yardım eliyle vicdani mastürbasyon yapmasını sağlayan azim ve gayret öykülerinin protagonisti biz İbretus’lar. Bu örnek insanlar topluluk önüne çıkartılıp, önceki yazımda bahsettiğim tarzda şiirler okutulmak suretiyle dinleyici ve izleyicilerin egoları tahrik ve tatmin edildi. Bu işten en kârlı çıkan taraf ise Selpak firması oldu. Peçete satışları gün boyunca %71 arttı.

4- ALTIN KALP ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU


Yılın en altın kalplilerinin ödüllendirildiği bu muhteşem günde en klişe cümle dalında “Engelleri kaldırın.” ve “Engelsizsiniz.” arasındaki kıyasıya rekabetin sonunda her iki cümleye de ödül verildi. En iyi yardımcı dalında ise, engelli bir genci her sabah yolun karşısına geçiren Büfeci Necati ödül aldı. En altın kalpli kadın dalında, işitme engelli Zekeriya Abi’nin gömleklerini ütüleyen komşusu Süheyla Hanım ödüllendirilirken, mangal gibi yürekli adam ödülünü ise mahallenin en güzel kızına olan aşkını kalbine gömüp hayatını ortopedik engelli bir kıza adayan Matkap Ferit aldı.


Evet, geçen yıl da bu yıl da bunlar oldu sevgili okur, ve bu zihniyet değişmediği sürece 3 Aralık 8723’te de bunlar olacak.

1 Aralık 2013 Pazar

Engellilik Konulu Şiir Yazma Teknikleri

Engellilik Konulu Şiir Yazma Teknikleri

Evet sevgili ibrettaşlarım, 3 Aralık Dünya İbret Günü nihayet gelip çattı ve her yıl olduğu gibi bu yıl da gazetelerde, televizyonlarda ve internette “engelli kızın ağlatan şiiri” (dikkat çekmek istiyorsanız gözyaşı şart), “azmiyle yürekleri dağlayan görme engelli Büşra” (isim çok önemli, İlke isimli bir insan kimseyi ağlatamaz mesela, masumiyet yok içinde anladın?) ve “engelleri kaldıran Mustafa” gibi şeyler görmeniz mümkün. Peki bu insanlar bu şiirleri nasıl yazıyor? Ben bu konudaki bilgi ve birikimimi bu yazımda eğlenceli bir üslupla sizlere sunacağım.

Öncelikle yapmamanız gerekenlerle başlayalım:

Şimdi, kendi yazdığım bir şiir üzerinden örnek vererek başlayayım:

“Kirli sepetinde beyaz çoraptım,
Ama cennette en iyi yeri kaptım,
Engelime rağmen azmedip çiş yaptım.
Nerde ulan bu tuvalet kağıdı?”

Evet, şiir bu. Hataları daha iyi görelim diye yaptım. Öncelikle engelliyseniz ve yeteneğinizi ortaya koymak istiyorsanız bunu mizahla başaramazsınız. Çünkü engelliler toplumda gülmeden değil ağlamadan sorumludur.
İkincisi, “ulan” gibi argo bir ifade bir engellinin masum ağzına asla yakışmaz. Unutmayın, hiçbir engelli küfür bilmez. (Ben bilmiyorum amına koyim.)
Üçüncüsü de, bu şiirle insanların acıma duygusuyla dalga geçildiği çok belli. İnsanlar zaten zoraki ağlıyor, bir de biz bununla dalga geçince iyice kötü oluyorlar.

Şimdi ne yapmamız gerektiğine gelelim:

1-Öncelikle şiirimize güzel bir başlık bulmamız lazım. Mesela, engellilik konulu bir şiire “Biz Engelliyiz Siz de Engitlisiniz” gibi bir başlık sakın koymayın.  Alternatif başlık önerileri: Azim, Azmin Zaferi, Azmimle Başardım, Engellere Rağmen, Her Şeye Rağmen, (bu rağmen sözcüğüyle bonus olarak övgü de alırsınız), Hor görmeyin Beni, Sizden Ne Farkım Var vs. vs.
NOT: Eğer kalabalık bir kitlenin %99’luk bir kesimini ağlatmayı hedefliyorsanız, “Gözleri Görmeyen Kızın Yüreğinden Çağlayanlar” şeklinde bol ajitasyonlu başlıklar seçmelisiniz.

2-Başlığımız ne olursa olsun, şiirimizde geçmesi gereken bazı anahtar kelimeler var: Azim, başarmak, engelli, farklı, görmek/yürümek (-ebilmek’le kullanımı daha faydalı), hayat, inanmak, karanlık, mutluluk, siyah,  umut, yaşamak gibi.  Bu kelimeleri şiire öyle bir serpiştirmeliyiz ki, vurgulu söylediğimizde her biri biber gazı etkisi yapmalı.  

3- Başlığı bulduk, kelimeler cepte. Şimdi, şiirin biçimine geldi sıra. Şiirimizi 7’li veya 11’li hece ölçüsünde yazabileceğimiz gibi, serbest ölçüde de yazabiliriz. Ancak dizeler çok uzun olmamalı ki, bağırarak okuduğumuzda ara verebilelim, sesimiz detone olursa gözyaşı da övgüler de gider. Aynı şekilde şiiri de gereksiz uzatırsak duygu yoğunluğu azalabilir. Dörtlükler halinde 5 kıta ideal. Veya şiiri bölmeyecekseniz zaman tutun, 5 dakikayı geçmesin.
Şimdi bu kurallar doğrultusunda örnek bir şiir yazacağım:
HAYATA TUTUNMAK
Hayata bir yanım eksik gelsem de,
Çevremde hep zavallı görülsem de,
Çektiğim eziyetleri bilsem de,
Pes etmedim, ben hayata tutundum.         (Burada gözler hafif nemlenecek.)

Karanlığı en iyi ben bilirim.
Sanmayın ki körüm diye ezilirim,
Ben her şeyin üstesinden gelirim,
Yenilmedim, hep hayata tutundum.       (Birkaç alkış bekleniyor, 2. dizede ilk damlalar akmaya başlar.)

Kurtulmaz azmin elinden hiçbir şey
Aslında sizler de ben de bir birey,
Dinle beni sana söylüyorum, hey!
Hayata tutun, ben bile tutundum.       (Burada verdik gazı, bir sonraki dörtlükte alkış kopacak.)

Görmesem de ablamın gamzesini,
Olsun, duyuyorum tatlı sesini,
Hissederek görüyorum hepsini,
Bakın ben nasıl hayata tutundum.          (Biri buraya peçete getirsiiiin!)

Günlerim ne zorluklarla geçiyor,
Benim gibilerse neler çekiyor,
Sahip olduklarım bana yetiyor,
Her şeye rağmen hayata tutundum.           (Alkışlar, gözyaşları, övgüler…)

Bakın, işte size mis gibi şiir. Bu şekilde, yoğunluk durumunuza göre ayda 25-30 şiir yazabilirsiniz. Sonrasında bu şiirleri bir kitap hâline getirmek isterseniz, kitap ismi için 1. maddeyi, önsöz ve arka kapak yazısı için de 2. Maddeyi uygulayabilirsiniz.

Peki, şiiri nasıl okuyacaksınız?

Şiirimizi okurken mümkün olduğunca bağırmak çok önemli.  Bir de ağlamaklı bir sesle okursanız, beklenen reaksiyonu almamanız için hiçbir neden yok. Unutmayın, gözyaşı istiyorsanız gözyaşı dökmeniz şart.

İşte size iki örnek:




 Bu arkadaşımız şiir okuma dalında her türlü ödüle layık gösterilebilecek biri. Baksanıza, "Gözlerin görmüyor sana iş vermişiz." sözüyle tanıdığımız Recep Akdağ'ı bile etkilemeyi başarmış.

Örnek Engelli Şiiri - 2

İkinci örneği de yukarıdaki linkte görebilirsiniz. Burada şiir okuyan abla duygusallığın dibine vurmuş durumda. Son derece vurucu kelimelerle yarattığı etkiyi gözyaşlarıyla da pekiştirmiş. "Mavinin sesini duymak" gibi ifadeler kullanmış. Gördüğünüz gibi, yaratıcılığın sınırlarını zorlarken gerçekçiliği ihmal edebilirsiniz. 

28 Kasım 2013 Perşembe

Astroibret - İbret Falı

Astroibret - İbret Falı

Eveeet, hazır yeni yıla girmeye yavaş yavaş hazırlanırken önümüzdeki yılda bizi nelerin getirdiğiyle ilgili bir yazı yazalım dedik. Normal gözü kapalı olduğu için gönül gözü açık olan ve 7654. hisleri kuvvetli Masterolog /Astroloji uzmanı) bir Homo Zifirus'la 2014 yılının biz Homo İbretus'lara neler getireceğini konuştuk.

İşte burçlara göre Homo İbretus değerlendirmeleri:

Koç (21 Mart – 20 Nisan)

Sizin iyiliğinizi isteyen, sizi seven(!) son derece iyi niyetli insanlara minnettar olmak yerine atarlanıp agresif tepkiler veriyorsunuz. Durakta beklerken sizi otobüsün birine tıkmaya çalışan iyiliksever mahalle delikanlılarına aşırı tepkiler vermemeye çalışın. Çarpmalardan dolayı oluşabilecek yaralara karşı tedbirli olun.

Boğa (21 Nisan – 20 Mayıs)

Çok umursamaz ve sakin günler yaşıyorsunuz. Öyle ki, yolda size sadaka vermeye çalışanlara o parayla rengârenk balonlar ve pamuk şekerler alacak kadar sevecensiniz. İnsanların sizi pamuk şeker kadar yumuşak, balon kadar hafif görmesi umurunuzda değil. Bu özelliğinizle insanlara ibretlik oluyorsunuz. Tam bir sevap bolluğu içerisindesiniz. Fırsatları iyi değerlendirin.

İkizler (21 Mayıs – 20 Haziran)

Paranızın yarısını kör gibi yaşamak için kabartma kitaplara, yarısını da iyileşmek için göz doktorlarına harcıyorsunuz. Bu ikilemden çıkmanızın vakti geldi. Bunda aradığınız aşkı bulamamanızın da payı büyük. Biraz sosyalleşmeye ihtiyacınız var. Derneklere daha sık uğrayın.

Yengeç (21 Haziran – 20 Temmuz)

Tamam aşkın gözü de sizinki gibi kör olabilir, ama sırf bu yüzden ruh eşinizi izdivaç programında aramanız da olacak iş değil. İnsanları kendiniz gibi sanıp onlara güvenmeyin. Yapılan iyilikler karşılıksız değil. Her iyilik eşittir 70 şehit sevabı. Öte dünyada onları sırtınızda cennete götürmenizi isteyebilirler.

Aslan (21 Temmuz – 20 Ağustos

Körlerin çoğunun müzikle uğraşması sizi de özendirmiş olabilir ama Ankara’nın Bağları’na metal cover yapma fikri de nereden çıktı? Bari grubun ismini “Kör Talih” koymasaydınız. Siz yarın öbür gün “Güneşi gördüm ehuhehuhe” diye espri de yapmaya kalkarsınız. Yapmayın böyle şeyler reca ediciğim.

Başak (21 Ağustos – 20 Eylül)

Rüyanızda önünüzdeki şeylere çarpmamak için bastonunuzla uyumanız hiç de akıl kârı değil. Her şeyi kontrol altına alamazsınız kuzum. Tabiat ananın ayak mantarlarından mantar sote yaptığımız düşüncesini de çıkarın aklınızdan.  Daha fazla yazıp da kızdırmayalım sizi.

Terazi (21 Eylül – 20 Ekim)(

“Trip atma” dalında sergilediğiniz üstün başarılardan dolayı çevrenizdekilerin gözleri doluyor. (Neden acaba?). Sabır küpü olmanıza gerek yok ama sinir küpü olmasanız da olur. Zeka küpü olabilirsiniz ama, onun bir sakıncası yok.



Akrep (21 Ekim – 20 Kasım)

Gittiğiniz mekânda garson arkadaşınıza menü getirdi size getirmedi diye arkadaşınızın üstüne ketçap sıkmanız hiç hoş olmamış doğrusu. Kıskançlığın bu kadarı hayra alamet değil. Yapayalnız kalırsınız, pizzanızı dilimleyeniniz olmaz maazallah. Gömleğinin düğmesini ilikleyecek bir dostu olmalı insanın.

Yay (21 Kasım – 20 Aralık)

Dostluk güzel bir şeydir, evet, ama pizzanızı dürüm yapan arkadaşınıza artık bir dur demelisiniz. Bu yufka yüreğiniz ileride size kol böreği olarak geri dönebilir uyarmadı demeyin. Neydi o lavaboda elinizi yıkayan iiyilik timsaline teşekkür edişiniz? Çok yumuşak davranıyorsunuz olmaz böyle. Hiç değilse nazikçe uyarsaydınız.

Oğlak (21Aralık – 20 Ocak)

İlgi çekmeye çalışıyorsunuz ancak bunu, insanları sesinden tanıyabildiğinizi veya telefon numarası ezberleyebildiğinizi söyleyerek başaramazsınız. Ayrıca engelinizden çok fazla yakınıyorsunuz. Oğlak değil ağlak oldunuz resmen. Rica ederim biraz çeki biraz düzen yahu. Sonra insanlar size fal mal baktırır, mal mal bakarsınız alimallah.

Kova (21 Ocak – 20 Şubat)

Kendinizle barışık olma işini siz biraz abartmışsınız galiba. “Bu işi gözüm kapalı yapıyorum hohuhahaha” tarzı esprilere artık kimse nezaketen bile gülmüyor. Her şeyi körlüğünüze bağlayarak insanları kendinize bağlayamazsınız. Olsa olsa Metin Şentürk’e bağlarsınız.

Balık (21 Şubat – 20 Mart)

Gözleriniz açılacak inşeallah deyip size Braille muska yazarak paranızı söğüşlemeye çalışan üfürükçülere karşı gözünüzü açın. Ünlü bir halk söyleyişi der ki, “Önemli olan görmek değil, hissetmek.”







27 Kasım 2013 Çarşamba

HOMO İBRETUS'LARIN YENİ YAŞAM ALANI: İBRETKENT FİKİRLİ EVLER 

Yanlış okumadınız, Homo İbretus'ların artık yeni bir yaşam alanı var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilecek olan “İbretkent” projesiyle İstanbul ve çevresindeki illerde yaşayan tüm Homo İbretus'lar tek bir merkezde toplanıyor.

Kilyos yakınlarında 50.000 metrekarelik bir alan üzerine kurulacak olan bu kentte bir Homo İbretus'un ihtiyaç duyacağı her şey (konut, alışveriş merkezi, sosyal tesisler) yer alacak. Her bir Homo İbretus'a 250 metrekarelik dubleks ev ve 2 akülü sandalyelik park yeri ayrılacak. 1000 metrekarelik yürüyüş parkuru üzerine döşenecek olan yürüyen bantlar yardımıyla Homo İbretus'lar spor yapabilecek. Ayrıca İbretkent’ten şehrin diğer bölgelerine metrobüs ve otobüs hattı açılacak.

İBRETKENT HOMO İBRETUS'LARA NE GİBİ FAYDALAR SAĞLAYACAK?


-Öncelikle, İbretkent’te Homo İbretus'lar birbirleriyle daha fazla kaynaşacağından, önceki yaşantılarında kuramadıkları dostane ilişkileri kurabilecekler.
-Sadece Homo İbretus'ların bulunduğu bir yerleşim yeri olacağından, modern insanın empati kuramamasından kaynaklanan yanlış anlamalara maruz kalmayacak, hassas kalpleri kırılmayacak, naif ruhları incinmeyecek, meleksi masumiyetleri zedelenmeyecek ve kendi küçük çocuksu dünyaları yıkılmayacak.

-Homo İbretus'lar bir yerden bir yere daha rahat ve özgüvenle ulaşacaklarından, psikolojik ve fiziksel açıdan daha sağlıklı bireyler olacaklar, hayata daha pozitif yaklaşacaklar.
-Homo İbretus'lara sağlanan maaş sayesinde çalışmak zorunda olmayacaklar, ekonomik sorunlar yaşamayacaklar.
-Sadece kendilerinin kullanacağı ve rahatlıkla hareket edebilecekleri alışveriş merkezi, sinema ve tiyatro salonu, yürüyüş parkuru, spor kompleksi vb. yerler sayesinde daha “sosyal” varlıklar haline gelecekler.

İBRETKENT NE GİBİ ÖZELLİKLER İÇERİYOR? 

İBRETKENT FİKİRLİ EVLER 

Her Homo İbretus'un dubleks ev sahibi olacağı fikirli evler, bir Homo İbretus'un tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek, hayatını kolaylaştıracak şekilde dizayn edilecek. Bu fikirli evler, Homo İbretus'un yol açacağı olası yangın, su baskını vs. durumlara karşı tetikte olacak ve kendini koruyabilecek. Evde bulunan yangın tüpleri ve otomatik açılır su giderleri bu işlevi görecek.
Ayrıca, bu fikirli evlerdeki Duyarlı Mutfak, Homo İbretus'un mutfaktaki ocak, fırın gibi yanıcı aletlere yaklaşmasını önleyerek böyle durumlarda alarm verecek. Homo İbretus için kendi kendine yemek pişirecek olan Zeki Fırın, Homo İnretus'u bu dertten de kurtaracak. Hatta yemek seçimi konusunda da Homo İbretus'u düşünen bu Duyarlı Mutfak, Homo İbretus'un aylık checkup bilgilerini sisteme girmesi halinde Homo İbretus'un sağlık durumuna göre aylık beslenme programı hazırlayarak, programa göre o tarih ve saatte belirtilen yemeği Homo İbretus'a servis edecek. Ayrıca, Homo İbretus'un biyolojik saatine göre kahvaltı, öğle ve akşam yemeği, meyve ve tatlı saatleri belirleyecek. Ayrıca Homo İbretus'un günlük alması gereken sıvı miktarını da denetleyecek.

Ayrıca bu evler Homo İbretus'un temizlik alışkanlıklarını da belirleyecek. Vücuda yerleştirilecek bir çip yardımıyla Homo İbretus'un vücudundaki ter, kir ve mikrop miktarı belirlenerek belli bir miktarı aşması halinde duş alması konusunda uyarı verilecek. Homo İbretus için dizayn edilen İyiliksever Banyo’da Homo İbretus, duş başlığının altına gelecek şekilde yerleştirilen tabureye oturacak, taburenin kenarında bulunan vanayı çevirmesi halinde duş başlığı açılarak otomatik keseleyici ve şampuanlayıcı devreye girecek, tabure de Homo İbretus'un vücudundaki yıkanacak bölgeye göre dönmeye başlayacak. 20 dakika sonra bu sistem kendini devre dışı bırakarak Homo İbretus'un havluya ulaşmasını sağlayacak.

Son derece hijyenik olan bu evdeki bir diğer özellik de Homo İbretus'un giyimine özen göstermesini sağlaması. Giysilerini her gün değiştirmesi konusunda Homo İbretus'u uyaran Titiz Dolap, beden ölçülerine göre Homo İbretus'a kıyafet kombinasyonları yaparak “Bugün ne giysem?” derdine son veriyor.

Ayrıca bu evin temizliği de çok kolay. 15 günde bir devreye giren Hijyenmatik Sistemi, evin temiz kalmasını sağlıyor. Evin içine yerleştirilmiş olan deterjan boruları ve otomatik süpürge evin çok kısa bir süre içinde kendini pırıl pırıl yapmasını kolaylaştırıyor.

Bunlara ek olarak Homo İbretus'un sağlığı konusunda titizliğe özen gösteren evde, odadaki oksijen miktarını saniye saniye ölçen Hassas Sayaç bulunacak. Homo İbretus odadaki oksijen miktarını azalttığında sayaç uyarı verecek ve oksijen miktarı istenen boyuta gelinceye kadar pencereler otomatik olarak açılacaktır.

Bu eve, fikirli ismini veren özellik de şu. Homo İbretus ve yakınları fikirli eve istedikleri fikri empoze edebilecek, istedikleri zevkleri tanımlayabilecekler. Örneğin; savunulmak istenen düşünce tarzını, beğenilen müzik, kitap, film türünü sisteme giriyorsunuz, ev de bu verilere göre şekilleniyor. Yani, sistemde “komünizm” kutucuğunu işaretliyorsunuz, sistem de 100.000 kitaptan oluşan Bilgin Kitaplık’tan size komünizmle ilgili kitaplar okuyor, komünist sloganlar ve marşlar söylüyor, bir başka deyişle ev Homo İbretus'un yerine komünizmi savunuyor. Ya da “klasik müzik” kutucuğunu işaretliyorsunuz, ev Homo İbretus'a klasik müzik dinletiyor. Ev Homo İbretus'u yormuyor, onun yerine düşünüyor, savunuyor, beğeniyor.

Tüm bunlara ek olarak, Fikirli Ev Homo İbretus'un güvenliğini ön planda tutuyor. Eve gelecek olan Homo İbretus yakını evin giriş kapısında bulunan termal kamera ve X-Ray cihazından geçiyor ve kişi Homo İbretus'un güvenliği için sakıncalı bulunursa ev kendini ve kapılarını kilitliyor ve alarmlar devreye giriyor. Ayrıca evin salonunda bulunan DTC (Dost Tanıma Cihazı) Homo İbretus'un dostlarını, yakınlarını ve partnerini değerlendirerek gerektiğinde Homo İbretus'a uyarı mesajı gönderiyor. Örnek verecek olursak, diyelim ki eve sık uğrayan kişi şiveli konuşuyor. Bu şiveyi anlamak için Homo İbretus beyni enerji harcayacağından ev devreye giriyor ve Homo İbretus'u uyarıyor ya da şiveli konuşmayı İstanbul Türkçesine tercüme ediyor. Bir başka örnekle, mesela eve gelen kişi çok ağır bir kokusu olan parfüm kullanıyor. Bu parfüm kokusu, hassas Homo İbretus burnunu yoracağından, alarm ötüyor ve kişiden parfümü değiştirmesi isteniyor.
Bunun gibi pek çok özelliği bulunan İbretkent Fikirli Evler, bir Homo İbretus'un hayatı boyunca karşılaşabileceği sorunları minimize ediyor.  

SOSYAL TESİSLER 

İbretkent sakinlerinin faydalandığı alışveriş merkezi, fikirli evle işbirliği yaparak Homo İbretus'un ihtiyaçlarına cevap veriyor. Ev, ihtiyaç duyulan malzemelerin listesini sisteme iletiyor, alışveriş merkezi de sistemdeki ürünleri eve gönderiyor.

İbretkent’in sağlıklı yaşam parkuru, 1000 metrekarelik olup, Homo İbretus'un sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlıyor. Homo İbretus, parkura adım atar atmaz devreye giren yürüyen bantlar Homo İbretus'a zahmet çekmeden spor yapma olanağı sunuyor.
,
İbretkent’in diğer faaliyet alanları da sinema ve tiyatro salonları. Homo İbretusların sisteme girdiği bilgilere uygun film ve oyunları belirleyen Entel Gişe, seçme zahmetini de ortadan kaldırıyor.

İBRETKENT SAKİNİ OLMAK İÇİN GEREKEN ŞARTLAR NELERDİR? 

18 yaşını dolduran her türden Homo İbretus bu kentin bir sakini olabilir. En az bir kişinin onu ibret alarak haline şükrettiğini kanıtlaması yeterli. Ücretler de çok makul. 10.000 peşin, hemen yerleşin!

İBRETKENT HANGİ BÖLGELERDEKİ HOMO İBRETUS'LARA HİZMET VERECEK? 

Şimdilik sadece İstanbul ve çevresindeki illerden başvuru alabiliyoruz. Daha sonra Türkiye’nin diğer bölgelerinde, ve diğer Türkî devletlerde de bu tip projeler uygulayacağız.

Ayrıntılı bilgi için www.fikev.ibretkent.gov.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

İbretkent: Biz Homo İbretus'ların sorunlarını da iyi biliriz.



Homo İbretus Hakkında


HOMO İBRETUS – TOPLUMUN ACIDIĞI İNSAN

Bu blog, bendeniz İlke Çeperli tarafından açılmış olup, başta engelliler olmak üzere toplumda acınası varlıklar olarak görülen insanlara yapılan muameleleri ironik ve mizahi bir dille eleştirmeyi amaçlamaktadır. Yazılarımı yayınlamadan önce bu Homo İbretus’lar hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak istedim.

Homo İbretus Nedir?


Homo İbretus, modern insanın başkalaşmış bir versiyonudur. En belirgin özellikleri modern insan tarafından yadırganıp ötekileştirilerek acınası varlıklar olarak nitelendirilmek olan Homo İbretuslar, kendilerini acınası kılan özelliklerine göre çeşitlilik gösterir. Homo İbretus’ların bir diğer adı Homo Sakatus’tur  Bilinen alt türler;  Homo Zifirus (Görme Engelli), Homo Desibelus (İşitme Engelli), Homo Tekerus (Ortopedik Engelli) ve Homo Moronus (Zihinsel Engelli)’dir. Bunların bir diğer ortak özelliği ise modern insanın bunlar hakkında konuştuğunda, bunları mizah unsuru olarak kullandığında lanetleneceğine inanmasıdır. Fakat bu inanış tamamen batıl olup, Tanzanyalı bilim adamlarınca yapılan deneylerde herhangi bir lanetlenme vakası gözlemlenmemiştir. Ben de bu bloğumda yayınlayacağım çeşitli gönderilerle bu batıl inanışı çürütmeye çalışacağım.

Homo İbretus’ların Genel Özellikleri


1- Homo İbretus’lar görünüşte herhangi bir anormaliye sahip olmasalar da iğrenç varlıklar olarak tanımlanırlar. Yemek yeme tarzlarından, giyimlerine kadar her konuda modern insanın midesini bulandıran bu canlılar hakkında yapılan en yaygın tanımlama, “Acınası, Tanrı’nın insanlara mesajı, topluma bir ceza” şeklindedir. Homo İbretus’lara verilen en yaygın tepki, “Ah yazık kıyamam, vay be azmin zaferi nasıl yürüyor, her durumda yanında olup ayranını içireceğim!” şeklindedir.

2- Homo İbretus’lar ya çok övülür, ya da çok yerilir. Nefes alışı bile büyük başarı olarak görülürken, yaptıkları her türlü başarıdan sonra eksiklikleri yüzlerine vurulur.

3- Homo İbretus’lar (Homo Moronus hariç) zekâca herhangi bir eksikliğe sahip değillerdir ve kendilerine geri zekâlı muamelesi yapan modern insandan hoşlanmazlar.

4- Homo İbretus’ları modern insanlar insan olarak kabul etmez. Homo İbretus’lar “he” denip geçiştirilir, dikkate alınmaz, görmezden gelinir. Modern insan tarafından dışlanan Homo İbretuslar, bazen pozitif, bazen de negatif ayrımcılığa uğrarlar.

5-Bunlar dışındaki tüm özellikleri modern insanla aynıdır. FAKAT HİÇBİR ZAMAN BİR İNSAN VEYA BİREY OLARAK GÖRÜLMEZLER.

Homo İbretus’lar Nerelerde Yaşarlar?


Homo İbretus’lar dünyanın her yerinde görülebilir.

Homo İbretus’lar Ne İş Yaparlar?


Homo İbretus’lar ne iş olsa yaparlar. Kimi bir öğretmen, kimi bir avukat, kimi bir simitçi veya devlet memuru olarak karşımıza çıkabilir. Ancak hiçbir Homo İbretus’u herhangi bir şirkette üst düzey yönetici olarak göremezsiniz.

Medyada Homo İbretus


Homo İbretus’lar medyanın en sağlam malzemeleridir. Özellikle gazete ve televizyonlarda hakkında bol bol ajitasyonlu haber çıkar. Bu konuda en çok ön plana çıkan ünlü Homo Sakatus Metin Şentürk’tür. Diğer gözde Homo İbretus’lara televizyonlardaki kadın kuşağı programlarda rastlanabilir.


Homo İbretus’lar hakkında tanıtım niteliğinde kısa bir yazıyla başlangıç yapmak istedim. Hepinize keyifli okumalar dilerim.

İlke Çeperli

Blog Hakkında

Merhaba sevgili okur,


"Homo İbretus" gibi alışılmadık bir isme sahip bu blogda yazılarımı yayınlamaya başlamadan önce, blogun amacı hakkında kısaca bilgi vermek istedim.


"Homo İbretus" yani bir başka deyişle "toplumun acıdığı insan" olarak tabir ettiğim kesim, içinde bendeniz İlke Çeperli'nin de bulunduğu engellilerdir. İsmi bu şekilde seçmemin amacı, modern insandan ayrı bir tür olarak ele alındığımız gerçeğini irdelemek ve ironik bir dille eleştirmektir.


Bizler, yani engelliler, toplum tarafından ötekileştirilmekte ve gerek pozitif gerekse negatif ayrımcılığa uğramaktadır. Ben de, gördüğümüz bu muameleyi ve hakkımızda doğru bilinen yanlışları hem ironik bir dille eleştirmek, hem de bu sayede farkındalığı artırmak amacıyla böyle bir blog sayesinde meramımızı anlatmanın gerekli olduğunu düşündüm.


Sonraki yazılarda, yapmaya çalıştığım şey hakkında daha fazla fikir sahibi olacağınıza ve aynı zamanda eğleneceğinize inanıyorum. Yazılarımı okurken keyif almanız dileğiyle.


İlke Çeperli