21 Aralık 2023 Perşembe

Beyaz Bastonla Fileye Doğru

Bir önceki yazımda voleybol sahasını ve oyuncuların sahaya dizilişini görmeyenlerin anlayabileceği şekilde tarif etmeye çalışmıştım. Bu yazımda da 17 Aralık Pazar günü Vakıfbank ile Eczacıbaşı arasında oynanan Dünya Kulüpler Şampiyonası final maçının anlatımını dinlerken karşılaştığım voleybol terimlerini betimlemeyi deneyeceğim.


Maç anlatımlarında sıkça geçen ace, block ve blockout terimlerini önceki yazımda açıklamıştım oradan bakabilirsiniz. Diğer terimleri bu son derece heyecanlı maçın tekrarını dinlemek isteyenlerin duyacağı sıraya göre listeliyorum.


Servis kullanmak: Kendi yarı alanının sağ arka bölgesine yerleşen oyuncunun topu havaya attıktan sonra tek eliyle veya koluyla vuruşunu yaparak topu saha içinde dolaşıma sokması.


Tekli/ikili/üçlü block: Bu terim rakip takımın hücumunu önleyip topu gerisin geri postalamak için aynı anda sıçrayan ön alan oyuncularının sayısını ifade eder.


Avantaj topu: Rakip yarı alana gönderilen topun rakibe pas vermiş gibi at panpa modunda gitmesi.


Plase: Rakip takımın savunmasında bir boşluk görüldüğünde topun hızını yavaşlatarak yumuşak bir vuruşla topu o tarafa göndermek. Plase yaparken avuç içi yukarı bakacak şekilde parmaklar geriye doğru açıktır, topa vururken bileğin hafifçe kırılmasıyla topun istenen yöne gitmesi sağlanır.


Tek ayak hücumu: Bunu araştırırken bass müzikle editlenmiş Eda Erdem videoları dışında bir bilgi bulamadım ama adından da anlaşılacağı gibi tek ayak üstünde sıçrayıp topa vurmaktır diye tahmin ediyorum.


Smaç: Topu filenin diğer tarafına göndermek için olabildiğince yükseğe sıçrayıp topa sertçe vurmak. Smaç hızı saatte 108 km dendiğinde hemen matematikteki hız problemlerini hatırlıyoruz ve 108 kilometre=10800 metreyi 3600’e bölüp topun saniyede 30 metre gittiğini hesaplıyoruz. Vargas Airlines, volleybally yours.


6 numara hücumu: Sahanın farklı bölgelerinin 1’den 6’ya kadar numaralandırıldığını anlatmıştım önceki yazımda. 6 numara hücumu derken 6 numarada duran oyuncunun yaptığı hücumdan bahsediliyor.


Kısa pas: 3 numaradaki oyuncuya atılan pas. 4 ve 2 numaradaki oyunculara atılırsa uzun pas oluyor.


Keskin çapraza vurulan smaç:İnternetteki tanımını okuduktan sonra Filenin İbretleri ismi için patent başvurusunda bulundum. Diyor ki: Çapraza atılan smaç 4 ve 2 numaradaki oyuncuların rakip yarı alanın 5 ve 1 numaralı bölgelerine attığı smaçtır. Keskin çapraza atılan smaçta oyuncu topun orta noktasının biraz üstünde dikey ekseninin her iki yanında temas edebilir, böylece top aşağı doğru keskin bir açıyla düşer. (Topun sağ veya sol üst kısmına vuruyor o zaman.) Bir de derin çapraza atılan smaç varmış. Topa orta noktasının biraz altından, rakip yarı alanın köşesine blok üstünden veya yanından parabol çizerek gidecek şekilde temas edilir diye tanımlanıyor. Yahu ben lisede geometri dersinden muaf olup tüm sene rehberlikçiyle kantinde çay içerek 100’le geçmiş adamım parabol denince aklıma bir tek şu Tiktok’ta paylaşılan “Mankenlerle yarışırız para bol para bol.” şarkısı geliyor.


Manşet almak: Kol içlerini birleştirerek topa o şekilde vurmak. Kolları birleştirip el ve dirsek arasını topun ineceği yere denk getirdikleri için manşet atmak yerine almak deniyor olsa gerek. Almak ya da almamak, işte bütün mesele bu.


Üçlü hücum turu: Rotasyonda ön bölgeye pasör çaprazı, orta oyuncu ve smaçörün yerleşmesi.


Bir voleybol maç anlatımının daha sonuna geldik. Satırlarıma son verirken maçın galibi ve 2023 Dünya Kulüpler Şampiyonu Eczacıbaşı’nı ve turnuvayı ikincilikle tamamlayan Vakıfbank’ı tebrik ediyorum. Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle, her nerede okuyor ve okunuyorsanız…


11 Aralık 2023 Pazartesi

Görme Engelli Gencin Voleybolla İmtihanı

Hiç görmeyen birine renkleri anlatmanın zorluğundan dem vuranlar voleybolu anlatmayı henüz denememiş olmalı. Filenin Sultanları'nın bu seneki başarılarından sonra voleybola merak saranlar kervanına katılan ben Homo İbretus, maçları takip edip Twitter'daki fan yorumlarındaki göndermeleri anlayabilecek kadar voleybol bilgisi edinmek üzere internetin dehlizlerine dalıp bulabildiğim her türlü yazılı ve sesli içeriği hatmettim. Öğrenmeye sıfırdan başladım ve şu an voleybolun vo’suna kadar geldim diyebilirim. Öğrendiklerimi size de anlatmayı deneyeyim:


Sevgili ibrettaşlarım, okulda beden eğitimi dersini takla atmadan geçmemiz için bize özel hazırlanan sözlü sınavlardan da hatırlayacağınız üzere bir voleybol maçı toplam 4 set ve bir karar setinden oluşur. Setler bir takımın 25 sayı almasıyla, karar seti ise 15 sayı almasıyla biter ancak takımlardan biri diğerinden 2 sayı fazla almış olmalıdır 25-23 gibi. Bu koşul sağlanmamışsa set uzar. Takımlardan biri 3 set kazanınca (kalan setler oynanmadan maç biter. Zaten skor 3-0 ya da 3-1, oynamaya devam etsen en iyi ihtimalle 3-2 kaybedeceksin ne kasacaksın?


Beden dersinden 4 almakla yetinmeyip dört dörtlük bir voleybolsever olmak için bu sporun görerek takip edilebilen yönlerini olabildiğince körcülleştirmeye voleybol sahasını kendim anlayabildiğim kadarıyla tarif ederek başlayayım. 18 metre uzunluğunda, 9 metre genişliğindeki saha bir fileyle tam ortasından ikiye bölünüyor. Her bir takıma 9x9 metrelik bir alan kalıyor. Bu alanın filenin 3 metre gerisine kadar olan kısmı hücum için, kalan 6 metrelik kısmı savunma içinmiş. File yanlardaki iki direğe gerili olup yerden yüksekliği kadın voleybolunda 2.24 metre, erkek voleybolunda 2.43 metre. Ben 1.65 boyumla kafamı bile eğmeden alttan geçebilirim yani. Filenin iki yanında antenler varmış ama maç yayını için değil, yan çizgilerin başladığı yer anlaşılsın diyeymiş. Mantıklı, biz daha yürüyen merdivenden inerken aşağı bakamıyoruz; oyuncular 3 metre zıplarken yerdeki çizgiye nasıl baksın?


Sahanın farklı bölümleri var: Servis bölgesi, oyuncu değiştirme bölgesi, sayı alınca bağırma bölgesi (şaka şaka bu yok istediğiniz yerde bağırabiliyorsunuz). Ama onlara geçmeden önce oyuncuların dizilişinden bahsetmek lazım. Sahayı çok iyi anlatamadım ama Be My Ace diye bir sosyal sorumluluk projesi yapılana kadar idare edin. Be My Eyes uygulaması bile voleybol sahasını tenis kortu zannediyor. Yeri gelmişken ace, doğrudan rakip yarı alana gönderilen servisin rakip takım müdahale edemeden yere değmesi.  


Her bir takım 6 oyuncuyla sahaya çıkar. Önlü arkalı üçer oyuncu şeklinde dizilirler. Sahada yerleştikleri pozisyonların 1’den 6’ya kadar numaraları var. Aynı bizim Braille harfleri gibi. Bizim kabartma yazı sistemindeki alt alta üçer noktalı iki sütundan oluşan altı noktayı yan çevirmişler gibi düşünün. Oyuncuların file önünden başlayarak dizilişleri şöyle:

4-3-2

5-6-1


Saymaya 1’den başlarsanız saat yönünün tersine sıralandıklarını göreceksiniz. Rakip takım servis kullandıkça oyuncular saat yönünde birer numara kayıyorlar işler burada biraz karışıyor.


Kadro 1 pasör, 1 pasör çaprazı, 2 smaçör, 1 orta oyuncu ve liberodan oluşuyor. Liberonun arada ön bölgeden çıkıp arka bölgeden tekrar oyuna girmesi olayı var ona geleceğiz.


Şimdi en eğlenceli kısma geldik. Oyuncuları öyle bir dizeceğiz ki herkes birbirinin çaprazında duracak. 1 numaraya pasörü koyuyoruz haliyle pasör çaprazı 4’e geliyor. Smaçörler de çapraz durmalı onların da yeri 2 ve 5. Orta oyuncu 3’te, libero da 6’da. Son ikisi çapraz olmadı sanki ama ne yapalım mukadderat.


Servisi pasör atıyor o zaman servis bölgesi sahanın sağ arkası olmalı mantıken. Dinlediğim bir videoda servis atıldıktan sonra 2 ve 4 kaçma yapıyor diyordu. Hayır yanlışlıkla sporcu çorabı inceleme videosu falan açmadım eminim. Yer değiştiriyormuş 2 ve 4.

Rakip takım servis attıkça birer numara kayılıyor saat yönüne doğru. Örneğin bizim diziliş değişip şöyle oluyor:


5-4-3

6-1-2


Libero yani 6 numarada başlayan arkadaş (ki kendisi diğer oyunculardan farklı renk forma giyiyor) ön tarafta oynayamadığı için rotasyon olup da öne geçmesi gerektiğinde oyundan çıkıyor ve ralli yani sayı alınana kadar topun elden ele dolaşma süreci bittikten sonra arka hattakilerden birinin yerine girebiliyor. Libero dur Allah’ını seversen zaten ortalık karışık.


Tam dizilişi çözdüm artık plase, dublaj, manşet gibi hareketlerin betimlemesine geçebilirim derken Zehra Güneş’in futboldaki mevkileri voleybola uyarladığı videosunu izledikten sonra o kadar kesin konuşmamaya karar verdim. Ben ki ofsaytı tek anlatışta zihninde canlandırabilmiş insanım, blockların hanfendisi sağ olsun zihnimi de blockladı. Bu arada blocklamak, rakip takımın hücumunu top fileyi aşamadan engellemek oluyor. Eğer top block yapan oyuncuya çarpıp dışarı çıkarsa buna blockout deniyor.

Videodaki kıyaslamayı tek tek inceleyelim: Orta oyuncu futboldaki kaleci olur doğru. Sonuçta orta oyuncunun görevi de rakip takımın hücumunu blocklamak. Pasör orta saha o da tamam. Futbolda da oyun orta sahadan başlıyor, voleybolda da ilk servisi pasör atıyor. Forvet pasör çaprazı, bunu da çözdük. Santrafor bizde köşe oyuncusu, tamam da hangi köşe 2 ve 5  kaldı 1 ve 4’ü eşleştirdik. İkisi de smaçör gerçi fark etmez. Liberoyu saymamış o da defans o zaman.

Yazıyı daha da uzatırsam bu iş voleybolun kitabını yazmaya kadar gider. Umarım bu yazıyı okuyan görme engellilere faydalı olabilmişimdir. Soru ve görüşlerinizi benimle paylaşırsanız ilgi duyduğum ve öğrendikçe sevdiğim bu sporun görme engelli sporseverlere betimlenmesine dair yeni içerikler hazırlayabilirim.

  


 





3 Aralık 2023 Pazar

3 Aralık Paylaşımlarından Farkındalık Tahmini

Şirketler, kurumlar, ünlüler geçen yılki 3 Aralık mesajlarını kopyalayıp günün anlam ve önemine uygun video ve fotoğraflarla paylaşmaya başladığına göre, noktalama işaretleri ve imla hataları dahi değiştirilmeyen bu cümlelerin engellilerin hayatında neyi değiştireceğine dair 18. yazımı kaleme almamın zamanı geldi.

Öncelikle halkımızın demokrasiye olan derin tutkusuna hayran kalmamak elde değil. Herkes engelli adaylığını açıklıyor. Ama çoğunda ibretlik vasfı yok. Hele paylaştıkları görsellere betimleme eklemeden kör seçmenden oy alamazlar. Kazanacak aday görmek için aşağıdaki yazıma bakabilirsiniz:
Belediyelerin mesaj seçimindeki vazgeçilmezi ise “Sevgi varsa engel yoktur.” Bu bakış açısı engelli vatandaşların belediyeye yaptığı şikayetlere cevap verirken de kendini gösteriyor. Sesli anonsu/rampası çalışmayan otobüs, görme engellilerin kullandığı sarı çizgi üstünde olanca heybetiyle duran ağaç gibi engellerin kaldırılmasına dair mailler ve dm’ler “Talebinizi aldık, sevgiler.” diye cevaplanıyor, sonrası sessizlik. Sevgiler sözcüğünü yazarak engelleri yok ettiklerine gerçekten inanıyor olmalılar.

“Asıl engel beyinlerdedir.” Bu mesajı bir zihinsel engelliler bakımevi paylaşınca pek hoş olmuyor açıkçası.

Bu konuda sporcuları beğeniyorum, “Engeller farklılık değil farkındalıktır.” sloganıyla edebiyatın sınırlarını zorlasalar da en azından aynı branştaki engelli sporcuları paylaşıyorlar. Engelli insanların bu branşlardan haberdar olup spora yönelmelerini sağlayabilir bu paylaşımlar. Ayrıca engelli meslektaşlarının görünürlüğünü sağlayan kaç meslek grubu var ki?

37584 paylaşımdır engellerin sevgiyle aşıldığı söyleniyor. Sevgi neydi? Sevgi emekti. Şirketlerin kurumların faaliyetlerinde, sağladığı ürün ve hizmetlerde engellilerin de ihtiyaçlarını taleplerini gözetmesi, bu konuda fikir üretecek engellileri istihdam etmesi demekti. Yoksa neye yarar gece saat 12’yi vurunca ghosting’e dönüşen love bombing?