Crazydoçent34'ün tatlış yavrucağı, üst solunum kanallarını mümkün mertebe açınsamada sıkıncama yaşadığından özgül kütle temperatüründe dalgalanma yaşamakta ve bu konuda izlemsel savunma mekanizmasında işlev kaybı yaşayan crazydoçent34 annelik içgüdüsünü dürtülerce börçükleyerek dışavurmaya çabalamaktadır.
Kısacası çocuk şifayı kapmış bir vaziyette yanıyor, crazydoçent34'ün kılcal damarlarını zonklatıyordu. aSchedule'unda conflict yapan MOM101 dersine girmeliydi
Neyse, crazydoçent34 çocuğuna yayla çorbası, sirkeli bez, nane limon gibi tüm klişeleri hunharca uyguluyordu. İptal etmek durumunda kaldığı quizler sayesinde kampüste bir şölen havası vardı. Çocuğun hastalığından ziyade, doçent eli değmiş hasta çorbasını tahayyül etmek müthiş bir trol kaynağıydı. Crazydoçent34 ve sirkeli bez :)
Crazydoçent34 bu tarz trollere aldırış etmezdi (acaba?) Belki de bir daha kimseye consent vermezdi kim bilir? Ofisinde emzik bulan öğrenciyi kemerle dövmüş diyolar :)
Hocanın Discovery Channel yerine Baby TV izlediği de oluyordu muhakkak Onların evinde de Pepee çok üzülüyordu belki :) Belki kendisi de Aşkın Yaprakları dizisini kaçırmıyordu.
Yavruş ağlıyordu curve'un altında kalmışçasına. Crazydoçent34 çıldırdı artık. Bağırıyordu: "SENİN BU TAVIRLARIN FİZİK YASALARINA AYKIRI"
Crazydoçent34 tükenmiş hissediyordu. İçsel dünyasına meteor çarpmıştı. Hayatında nezleden daha kötü bir şey varsa o da, sınav döneminin ortasında gelen nezleydi. Fakat bakteriler akademik takvime bakmıyordu işte :/
Crazydoçent34 sinirden küplere binmiş bir şekilde avaz avaz bağırıyor, bağırdıkça yavruş ağlıyor, yavruş ağladıkça o da ağlıyordu. Onları bu kısırdöngüde yalnız bırakıp daha sonra tekrar dönmek üzere yemeğe gitmek istiyordum:) Sıradaki hikaye, crazydoçent34'ün altın günü ve enfes mercimek köftesi üzerine olacak.