Engellilik Konulu Şiir Yazma Teknikleri
Evet sevgili
ibrettaşlarım, 3 Aralık Dünya İbret Günü nihayet gelip çattı ve her yıl olduğu
gibi bu yıl da gazetelerde, televizyonlarda ve internette “engelli kızın
ağlatan şiiri” (dikkat çekmek istiyorsanız gözyaşı şart), “azmiyle yürekleri
dağlayan görme engelli Büşra” (isim çok önemli, İlke isimli bir insan kimseyi
ağlatamaz mesela, masumiyet yok içinde anladın?) ve “engelleri kaldıran
Mustafa” gibi şeyler görmeniz mümkün. Peki bu insanlar bu şiirleri nasıl
yazıyor? Ben bu konudaki bilgi ve birikimimi bu yazımda eğlenceli bir üslupla
sizlere sunacağım.
Öncelikle
yapmamanız gerekenlerle başlayalım:
Şimdi, kendi
yazdığım bir şiir üzerinden örnek vererek başlayayım:
“Kirli
sepetinde beyaz çoraptım,
Ama cennette
en iyi yeri kaptım,
Engelime
rağmen azmedip çiş yaptım.
Nerde ulan
bu tuvalet kağıdı?”
Evet, şiir
bu. Hataları daha iyi görelim diye yaptım. Öncelikle engelliyseniz ve
yeteneğinizi ortaya koymak istiyorsanız bunu mizahla başaramazsınız. Çünkü
engelliler toplumda gülmeden değil ağlamadan sorumludur.
İkincisi,
“ulan” gibi argo bir ifade bir engellinin masum ağzına asla yakışmaz.
Unutmayın, hiçbir engelli küfür bilmez. (Ben bilmiyorum amına koyim.)
Üçüncüsü de,
bu şiirle insanların acıma duygusuyla dalga geçildiği çok belli. İnsanlar zaten
zoraki ağlıyor, bir de biz bununla dalga geçince iyice kötü oluyorlar.
Şimdi ne
yapmamız gerektiğine gelelim:
1-Öncelikle
şiirimize güzel bir başlık bulmamız lazım. Mesela, engellilik konulu bir şiire
“Biz Engelliyiz Siz de Engitlisiniz” gibi bir başlık sakın koymayın. Alternatif başlık önerileri: Azim, Azmin
Zaferi, Azmimle Başardım, Engellere Rağmen, Her Şeye Rağmen, (bu rağmen
sözcüğüyle bonus olarak övgü de alırsınız), Hor görmeyin Beni, Sizden Ne Farkım
Var vs. vs.
NOT: Eğer
kalabalık bir kitlenin %99’luk bir kesimini ağlatmayı hedefliyorsanız, “Gözleri
Görmeyen Kızın Yüreğinden Çağlayanlar” şeklinde bol ajitasyonlu başlıklar
seçmelisiniz.
2-Başlığımız
ne olursa olsun, şiirimizde geçmesi gereken bazı anahtar kelimeler var: Azim,
başarmak, engelli, farklı, görmek/yürümek (-ebilmek’le kullanımı daha faydalı),
hayat, inanmak, karanlık, mutluluk, siyah,
umut, yaşamak gibi. Bu kelimeleri
şiire öyle bir serpiştirmeliyiz ki, vurgulu söylediğimizde her biri biber gazı
etkisi yapmalı.
3- Başlığı bulduk, kelimeler
cepte. Şimdi, şiirin biçimine geldi sıra. Şiirimizi 7’li veya 11’li hece
ölçüsünde yazabileceğimiz gibi, serbest ölçüde de yazabiliriz. Ancak dizeler
çok uzun olmamalı ki, bağırarak okuduğumuzda ara verebilelim, sesimiz detone
olursa gözyaşı da övgüler de gider. Aynı şekilde şiiri de gereksiz uzatırsak
duygu yoğunluğu azalabilir. Dörtlükler halinde 5 kıta ideal. Veya şiiri
bölmeyecekseniz zaman tutun, 5 dakikayı geçmesin.
Şimdi bu kurallar doğrultusunda
örnek bir şiir yazacağım:
HAYATA TUTUNMAK
Hayata bir
yanım eksik gelsem de,
Çevremde hep
zavallı görülsem de,
Çektiğim
eziyetleri bilsem de,
Pes etmedim,
ben hayata tutundum. (Burada
gözler hafif nemlenecek.)
Karanlığı en
iyi ben bilirim.
Sanmayın ki
körüm diye ezilirim,
Ben her
şeyin üstesinden gelirim,
Yenilmedim,
hep hayata tutundum. (Birkaç alkış
bekleniyor, 2. dizede ilk damlalar akmaya başlar.)
Kurtulmaz
azmin elinden hiçbir şey
Aslında
sizler de ben de bir birey,
Dinle beni
sana söylüyorum, hey!
Hayata
tutun, ben bile tutundum. (Burada
verdik gazı, bir sonraki dörtlükte alkış kopacak.)
Görmesem de
ablamın gamzesini,
Olsun,
duyuyorum tatlı sesini,
Hissederek
görüyorum hepsini,
Bakın ben
nasıl hayata tutundum. (Biri
buraya peçete getirsiiiin!)
Günlerim ne
zorluklarla geçiyor,
Benim
gibilerse neler çekiyor,
Sahip
olduklarım bana yetiyor,
Her şeye
rağmen hayata tutundum.
(Alkışlar, gözyaşları, övgüler…)
Bakın, işte
size mis gibi şiir. Bu şekilde, yoğunluk durumunuza göre ayda 25-30 şiir
yazabilirsiniz. Sonrasında bu şiirleri bir kitap hâline getirmek isterseniz,
kitap ismi için 1. maddeyi, önsöz ve arka kapak yazısı için de 2. Maddeyi
uygulayabilirsiniz.
Peki, şiiri
nasıl okuyacaksınız?
Şiirimizi
okurken mümkün olduğunca bağırmak çok önemli.
Bir de ağlamaklı bir sesle okursanız, beklenen reaksiyonu almamanız için
hiçbir neden yok. Unutmayın, gözyaşı istiyorsanız gözyaşı dökmeniz şart.
İşte size iki
örnek:
Bu arkadaşımız şiir okuma dalında her türlü ödüle layık gösterilebilecek biri. Baksanıza, "Gözlerin görmüyor sana iş vermişiz." sözüyle tanıdığımız Recep Akdağ'ı bile etkilemeyi başarmış.
Örnek Engelli Şiiri - 2
İkinci örneği de yukarıdaki linkte görebilirsiniz. Burada şiir okuyan abla duygusallığın dibine vurmuş durumda. Son derece vurucu kelimelerle yarattığı etkiyi gözyaşlarıyla da pekiştirmiş. "Mavinin sesini duymak" gibi ifadeler kullanmış. Gördüğünüz gibi, yaratıcılığın sınırlarını zorlarken gerçekçiliği ihmal edebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder