1 Aralık 2013 Pazar

Engellilik Konulu Şiir Yazma Teknikleri

Engellilik Konulu Şiir Yazma Teknikleri

Evet sevgili ibrettaşlarım, 3 Aralık Dünya İbret Günü nihayet gelip çattı ve her yıl olduğu gibi bu yıl da gazetelerde, televizyonlarda ve internette “engelli kızın ağlatan şiiri” (dikkat çekmek istiyorsanız gözyaşı şart), “azmiyle yürekleri dağlayan görme engelli Büşra” (isim çok önemli, İlke isimli bir insan kimseyi ağlatamaz mesela, masumiyet yok içinde anladın?) ve “engelleri kaldıran Mustafa” gibi şeyler görmeniz mümkün. Peki bu insanlar bu şiirleri nasıl yazıyor? Ben bu konudaki bilgi ve birikimimi bu yazımda eğlenceli bir üslupla sizlere sunacağım.

Öncelikle yapmamanız gerekenlerle başlayalım:

Şimdi, kendi yazdığım bir şiir üzerinden örnek vererek başlayayım:

“Kirli sepetinde beyaz çoraptım,
Ama cennette en iyi yeri kaptım,
Engelime rağmen azmedip çiş yaptım.
Nerde ulan bu tuvalet kağıdı?”

Evet, şiir bu. Hataları daha iyi görelim diye yaptım. Öncelikle engelliyseniz ve yeteneğinizi ortaya koymak istiyorsanız bunu mizahla başaramazsınız. Çünkü engelliler toplumda gülmeden değil ağlamadan sorumludur.
İkincisi, “ulan” gibi argo bir ifade bir engellinin masum ağzına asla yakışmaz. Unutmayın, hiçbir engelli küfür bilmez. (Ben bilmiyorum amına koyim.)
Üçüncüsü de, bu şiirle insanların acıma duygusuyla dalga geçildiği çok belli. İnsanlar zaten zoraki ağlıyor, bir de biz bununla dalga geçince iyice kötü oluyorlar.

Şimdi ne yapmamız gerektiğine gelelim:

1-Öncelikle şiirimize güzel bir başlık bulmamız lazım. Mesela, engellilik konulu bir şiire “Biz Engelliyiz Siz de Engitlisiniz” gibi bir başlık sakın koymayın.  Alternatif başlık önerileri: Azim, Azmin Zaferi, Azmimle Başardım, Engellere Rağmen, Her Şeye Rağmen, (bu rağmen sözcüğüyle bonus olarak övgü de alırsınız), Hor görmeyin Beni, Sizden Ne Farkım Var vs. vs.
NOT: Eğer kalabalık bir kitlenin %99’luk bir kesimini ağlatmayı hedefliyorsanız, “Gözleri Görmeyen Kızın Yüreğinden Çağlayanlar” şeklinde bol ajitasyonlu başlıklar seçmelisiniz.

2-Başlığımız ne olursa olsun, şiirimizde geçmesi gereken bazı anahtar kelimeler var: Azim, başarmak, engelli, farklı, görmek/yürümek (-ebilmek’le kullanımı daha faydalı), hayat, inanmak, karanlık, mutluluk, siyah,  umut, yaşamak gibi.  Bu kelimeleri şiire öyle bir serpiştirmeliyiz ki, vurgulu söylediğimizde her biri biber gazı etkisi yapmalı.  

3- Başlığı bulduk, kelimeler cepte. Şimdi, şiirin biçimine geldi sıra. Şiirimizi 7’li veya 11’li hece ölçüsünde yazabileceğimiz gibi, serbest ölçüde de yazabiliriz. Ancak dizeler çok uzun olmamalı ki, bağırarak okuduğumuzda ara verebilelim, sesimiz detone olursa gözyaşı da övgüler de gider. Aynı şekilde şiiri de gereksiz uzatırsak duygu yoğunluğu azalabilir. Dörtlükler halinde 5 kıta ideal. Veya şiiri bölmeyecekseniz zaman tutun, 5 dakikayı geçmesin.
Şimdi bu kurallar doğrultusunda örnek bir şiir yazacağım:
HAYATA TUTUNMAK
Hayata bir yanım eksik gelsem de,
Çevremde hep zavallı görülsem de,
Çektiğim eziyetleri bilsem de,
Pes etmedim, ben hayata tutundum.         (Burada gözler hafif nemlenecek.)

Karanlığı en iyi ben bilirim.
Sanmayın ki körüm diye ezilirim,
Ben her şeyin üstesinden gelirim,
Yenilmedim, hep hayata tutundum.       (Birkaç alkış bekleniyor, 2. dizede ilk damlalar akmaya başlar.)

Kurtulmaz azmin elinden hiçbir şey
Aslında sizler de ben de bir birey,
Dinle beni sana söylüyorum, hey!
Hayata tutun, ben bile tutundum.       (Burada verdik gazı, bir sonraki dörtlükte alkış kopacak.)

Görmesem de ablamın gamzesini,
Olsun, duyuyorum tatlı sesini,
Hissederek görüyorum hepsini,
Bakın ben nasıl hayata tutundum.          (Biri buraya peçete getirsiiiin!)

Günlerim ne zorluklarla geçiyor,
Benim gibilerse neler çekiyor,
Sahip olduklarım bana yetiyor,
Her şeye rağmen hayata tutundum.           (Alkışlar, gözyaşları, övgüler…)

Bakın, işte size mis gibi şiir. Bu şekilde, yoğunluk durumunuza göre ayda 25-30 şiir yazabilirsiniz. Sonrasında bu şiirleri bir kitap hâline getirmek isterseniz, kitap ismi için 1. maddeyi, önsöz ve arka kapak yazısı için de 2. Maddeyi uygulayabilirsiniz.

Peki, şiiri nasıl okuyacaksınız?

Şiirimizi okurken mümkün olduğunca bağırmak çok önemli.  Bir de ağlamaklı bir sesle okursanız, beklenen reaksiyonu almamanız için hiçbir neden yok. Unutmayın, gözyaşı istiyorsanız gözyaşı dökmeniz şart.

İşte size iki örnek:




 Bu arkadaşımız şiir okuma dalında her türlü ödüle layık gösterilebilecek biri. Baksanıza, "Gözlerin görmüyor sana iş vermişiz." sözüyle tanıdığımız Recep Akdağ'ı bile etkilemeyi başarmış.

Örnek Engelli Şiiri - 2

İkinci örneği de yukarıdaki linkte görebilirsiniz. Burada şiir okuyan abla duygusallığın dibine vurmuş durumda. Son derece vurucu kelimelerle yarattığı etkiyi gözyaşlarıyla da pekiştirmiş. "Mavinin sesini duymak" gibi ifadeler kullanmış. Gördüğünüz gibi, yaratıcılığın sınırlarını zorlarken gerçekçiliği ihmal edebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder